Mesajı Okuyun
Old 19-12-2006, 16:41   #2
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın Metis,
K.K. da genel kurul kararlarının iptali için 1 aylık hakdüşürücü süre öngörüldüğü malumunuzdur.Ancak bu süre " İptal edilebilir " kararlar için öngörülmüş olup,butlanla batıl bir genel kurul için iptalin süreye tabi olmadığı konusunda yargıtay kararları mevcuttur.
Süresiz iptale tabi olan kararlar " Mutlak butlanla batıl karar " olarak adlandırılıp Kanun koyucunun emredici olarak koyduğu kuralların ihlal edilmesi akabinde açılacak davalarda uygulanır.
Örneğin usule göre toplantı çağrının yapılmadığı,karara yetkisiz ve ortak olmayan kişilerin katıldıkları gibi....Çağrıda usulsüzlük ise tek başına iptal sebebi olmayıp,dava açma süresinin neden geçerildiğinin ispatında önemli rol oynar.
Ancak özellikle karara yetkili olmayan kişilerin katılmasıyla genel kurul kararlarının oluşmasında bir özellik bulunmaktadır.
Şöyleki;Bu yetkisiz kişilerin karara katılmaması halinde karar çoğunluğu sağlanamıyorsa yada genel kurul toplanamıyorsa Mahkeme genel kurulu iptal edecek aksi takdirde yani yetkisiz kişiler karara katılmış olsa dahi sonuç matematiksel olarak değişmiyor ise iptal etmeyecektir.(Mahkeme iddianın nisaba etkili olup olmama durumunu irdelemektedir)
Sizin olayınızda,toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını,örn. toplantının yapıldığının bir yazı veya tanıkla öğrenildiğini ispat ile dava açma süresinin geçmediğinin ispatı da mümkündür.

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/13811

K. 2004/8127

T. 13.9.2004

• KOOPERATİF GENEL KURULUNUN İPTALİ ( Üyelerin Dava Açmaya Hakkı Olduğu - Yargılama Sırasında Bu Sıfat Sona Erecek Olursa Ortağın Davayı Takip ve Sonuçlandırmakta Hukuki Yararı Kalmayacağı )

• HUKUKİ YARAR ( Kooperatif Genel Kurulunun İptali Davası - Yargılama Sırasında Ortaklık Sıfatı Sona Erecek Olursa Ortağın Davayı Takip ve Sonuçlandırmakta Hukuki Yararı Kalmayacağı )

• DAVA KOŞULU ( Kooperatif Üyesinin Genel Kurulun İptalini Dava Etmesi - Yargılama Sırasında Ortaklık Sıfatının Sona Ermemesi Gereği )

• KOOPERATİF GENEL KURULUNA ÇAĞRIDA USULSÜZLÜK ( Alınan Kararların Sırf Bu Nedenle İptalini Gerektirmemekte - Çağrılmayan Ortağa Sadece İptal Davası Açma Hakkı Verdiği )

• KOOPERATİF GENEL KURULUNDA ALINAN KARARLAR ( Sırf Çağrıda Usulsüzlük Nedeniyle İptali Gerekmemekte - Kanuna Anasözleşmeye ve İyiniyet Esaslarına Aykırı Olup Olmadığının İncelenip Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gereği )

1163/m. 53

ÖZET : 1- 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53 ncü maddesi hükmüne göre, genel kurul iptal davası açmaya hakkı olanlardan biri de kooperatif üyeleridir. Ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan bir kişinin, şayet yargılama sırasında bu sıfatı sona erecek olursa ortağın davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Zira, bu husus dava koşulu olup, davacının bu sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur ve bu yön mahkemece resen gözönüne alınmalıdır.
2- Salt çağrıda usulsüzlük genel kurulda alınan kararların sırf bu nedenle iptalini gerektirmemekte, çağrılmayan ortağa sadece iptal davası açma hakkı vermektedir. Alınan kararların kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet esaslarına aykırı olup olmadığı, tek tek incelenip, sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece ise, kararların değil toplantıya çağrılmamanın yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı noktasında inceleme ve değerlendirme yapmış olup, bu doğru olmadığı gibi somut olayda, mutlak butlan halleri dahi bulunmadığı halde, bu yönde bir gerekçeye dayanılması da hatalı olmuştur.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Adana Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 7.3.2003 tarih ve 2000/637-2003/175 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifteki hisselerinden birini devredip, diğeri için üyeliğin devam etmekte olduğunu, 18.6.2000 tarihli genel kurula müvekkilinin çağrılmadığını, alınan kararların mutlak butlan ile batıl olduğunu, müvekkilinin uzaklaştırılması amaçlandığından toplantının iyiniyet kurallarına aykırı olarak yapıldığını ileri sürerek, alınan tüm kararların mutlak butlan ile malul olduğundan iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının her iki üyelik hakkını devrettiğinden dava hakkının kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının üyelik sıfatının bulunduğu, alınan kararların mutlak butlan ile batıl olduğu, iptali gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile alınan kararların iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı vekili, genel kurula çağrılmayan davacının yokluğunda alınan kararların mutlak butlan ile batıl olduğunu iddia etmiş, ancak kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Çekişme öncelikle, davacının dava hakkının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53 ncü maddesi hükmüne göre, genel kurul iptal davası açmaya hakkı olanlardan biri de kooperatif üyeleridir. Ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan bir kişinin, şayet yargılama sırasında bu sıfatı sona erecek olursa ortağın davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Zira, bu husus dava koşulu olup, davacının bu sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur ve bu yön mahkemece resen gözönüne alınmalıdır.
Somut olayda, davacı vekili müvekkilinin iki üyelik payından birini devredip, diğeri için dava hakkının bulunduğunu iddia etmiş, davalı vekili davacının tüm üyelik haklarını devrettiğini yanıt dilekçesinde savunmuş ve bu hususu temyize getirmiştir.
Mahkeme ise, davacının dahi devrettiğini dava dilekçesinde açıklayarak, dayanmadığı ve devri çekişmesiz olan üyelik payına ilişkin yazılı gerekçelerle, davacıya dava hakkı tanımış olup, bu doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece, üzerinde çekişme bulunan ve davacının dava dışı B. M. a devrettiğini davalının savunduğu üyelik payı üzerinde durularak, davacının dava hakkının bulunup bulunmadığı yeterince araştırılmalı, sonucuna göre gerektiğinde esasa girilmelidir. Öncelikle, hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.
2- Kabule göre ise; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53 ncü madde hükmü uyarınca, salt çağrıda usulsüzlük genel kurulda alınan kararların sırf bu nedenle iptalini gerektirmemekte, çağrılmayan ortağa sadece iptal davası açma hakkı vermektedir. Alınan kararların kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet esaslarına aykırı olup olmadığı, tek tek incelenip, sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece ise, kararların değil toplantıya çağrılmamanın yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı noktasında inceleme ve değerlendirme yapmış olup, bu doğru olmadığı gibi somut olayda, mutlak butlan halleri dahi bulunmadığı halde, bu yönde bir gerekçeye dayanılması da hatalı olmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA,ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.9.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/2436

K. 2003/8363

T. 29.9.2003

• KOOPERATİF GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ TALEBİ ( 18 Yaşını Doldurmayan Üyelerin Oy Kullandığı Gerekçesiyle - 18 Yaşından Küçük Üyelerin Sayısının Toplantı ve Karar Nisabını Etkilememesi )

• 18 YAŞINDAN KÜÇÜK ÜYELERİN OY KULLANMASI ( Kooperatif Genel Kurul Kararlarının İptali Talebi - Yaşı Küçük Üyelerin Sayısının Toplantı ve Karar Nisaplarını Etkilememesi )

• TOPLANTI VE KARAR NİSABINI ETKİLEMEYECEK SAYIDA 18 YAŞINDAN KÜÇÜK ÜYENİN KOOPERATİF GENEL KURULUNDA OY KULLANMASI ( Genel Kurul Kararlarının İptalinin Gerekmeyeceği )

• GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ TALEBİ ( Kooperatif Genel Kurulunda 18 Yaşından Küçük Üyelerin Oy Kullandığı Gerekçesiyle - Yaşı Küçük Üyelerin Sayısının Toplantı ve Karar Nisabına Etki Etmeyecek Olması )

1163/m.53/1

6762/m.361


ÖZET :Dava, davalı kooperatif genel kurulunda alınan tüm kararların iptali istemine ilişkindir. 18 yaşını doldurmayan kişilerin üye yapıldığı ve genel kurulda oy kullandırıldığı iddia edilmiş ise de, 238 kayıtlı ortaktan 202 ortak genel kurula katılmış ve hükme esas bilirkişi raporuna göre 18 yaşını doldurmayan 4 üye oy kullanmıştır. Bu durumda, oylamaya katılmaması gerekip de katılan bu dört kişinin, TTK.nun 361. maddesi hükmü karşısında, oylama sonucuna etkisinin bulunmadığı açık olup, toplantı ve karar nisabı yönünden mutlak butlan hali mevcut değildir. Mahkemece, genel kurulda alınan tüm kararların bu gerekçeyle iptaline karar verilmesi hatalı olmuştur. Oysa, dört küçüğün oy kullanmasının, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılığı iddiasının, hangi yönlerden kararların herbirinin ayrı ayrı iptalini gerektirip gerektirmediğinin tek tek tartışılması, irdelenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Karaisalı Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 26.09.2002 tarih ve 2001/120 - 2002/293 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, davalı kooperatife üye olma hakkını haiz olmayan kişilerin üye yapıldığını ve bu kişilerin de katılımıyla gerçekleşen 24.06.2001 tarihli genel kurulda alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, bu toplantıda alınan tüm kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, 18 yaşının altında kalan bazı kişilerin üye yapıldığı ve bunların oy kullandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı kooperatif genel kurulunda alınan tüm kararların iptali istemine ilişkindir.
18 yaşını doldurmayan kişilerin üye yapıldığı ve genel kurulda oy kullandırıldığı iddia edilmiş ise de, 238 kayıtlı ortaktan 202 ortak genel kurula katılmış ve hükme esas bilirkişi raporuna göre 18 yaşını doldurmayan 4 üye oy kullanmıştır. Bu durumda, oylamaya katılmaması gerekip de katılan bu dört kişinin, TTK.nun 361 nci madde hükmü karşısında, oylama sonucuna etkisinin bulunmadığı açık olup, toplantı ve karar nisabı yönünden mutlak butlan hali mevcut değildir. Mahkeme ise, genel kurulda alınan tüm kararların iptaline karar vermiş olup, bu dört kişinin oylamaya katılması, karara gerekçe yapılmıştır.
Oysa, dört küçüğün oy kullanmasının, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılık noktasında, hangi yönlerden kararların herbirinin ayrı ayrı iptalini gerektirip gerektirmediğinin tek tek tartışılması, irdelenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29.09.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.