Mesajı Okuyun
Old 23-05-2007, 23:20   #6
Av.Y.Selim ÜSTÜN

 
Varsayılan

İcra hukukunda humk hükümlerinin kıyasıyla ıslah uygulamasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Humk ilgili maddeleri ve devamı ile anayasa mahkemesi kararı dikkatli okunursa ıslah sadece kısmi davada müddeabihin arttırılmasından ibaret değildir. Yasada belirtilen bir kaç husus dışında her konuda dava ıslah edilerek kısmen veya tamamen değiştirilebilir. Mesela açtığınız Alacak davasını ıslah ederek tazminat davasına çevirebilirsiniz. Hatta pratikte uygulanan en basit uygulamalardan biri itirazın iptali davalarında tazminata mahkum olacağını anlayan davacıların davalarını belli bir noktadan sonra alacak davasına çevirmeleridir ( benim başımda var hatta ıslaha rağmen lehe tazminat verilmesi gerektiği yönünden temyiz ettim bakalım ne olacak).

Şimdi hiç bir düzenleme olmadan ıslahı kıyas yoluyla uyguladığımızı düşünün. Bir dosyadan ilamsız takip yoluyla alacak talep ettiniz , faiz olarakta diyelim ki a tarihinden %30 faiz talep ettiniz. Tebligatınız yapıldı. İtiraz yok. Gidip aynı takipten hayır ben ıslah ediyorum faizide faiz tarihinide yanlış yazdık b tarihinden %50 faiz istiyorum diyerek ödeme emri gönderdiniz. Bu sırada borçlu gitti genelde olduğu üzere kaçtı. Tebligatınız bila döndü. Daha önce aynı takipten yaptığınız tebligata dayanarak 35 e göre tebligat talep ettiğinizde icra müdürünün ne diyebileceğini pekte bilemiyorum Böyle garabet durumların olmaması (garabetlik icra hukukunda ki sürelerin kaçırılmasının bir anda muhatabı borçlu konumuna sokmasından kaynaklanmaktadır.) içindir ki İcra hukukunda şartları ve neticeleri açık açık düzenlenmediği müddetçe ıslahın kıyas yoluyla uygulanamayacağı düşüncesindeyim.
Saygılarımla.