Mesajı Okuyun
Old 26-09-2007, 23:12   #8
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas: 1997/6-63
Karar: 1997/96
Karar Tarihi: 06.05.1997
ÖZET: Sanığın haricen bilirkişilere yaptırdığı incelemeler sonucu elde ettiği raporlara göre, çekin arka yüzündeki yazının ve imzanın sanığın eli ürünü olmadığı belirtilmiş ise de, fotokopi üzerinde yaptırılan incelemenin sağlıklı sonuçlar veremeyeceği saptanmış olduğundan, bu özel raporların inandırıcı olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu durumda, sanığın sahih olarak keşide ettiği çekin arka yüzünde sahte ciro işlemi yapmak suretiyle yüklenen suçu işlediği anlaşıldığından, soruşturmanın genişletilmesine ilişkin itirazın reddine karar verilmelidir.

(765 S. K. m. 342)
Dava: Sahtecilik suçundan sanık Ü.B.’nin, TCY. nın 342/1, 59. maddeleri uyarınca, 1 sene 8 ay ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesince, 19.12.1995 gün ve 441/409 sayı ile verilen kararın, sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 5.2.1997 gün ve 13330/955 sayı ile; <usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına> karar verilmiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı ise, 5.3.1996 gün ve 26020 sayı ile; (Bilirkişi raporlarına göre ciranta yazı ve imzasının sanığın eli ürünü olduğu kesin olarak saptanamadığı gibi, raporlar arasında da çelişkiler vardır.
Her ne kadar, sahteciliğe konu yazı ve imzanın sanığın eli ürünü olması koşul olmayıp, sanığın üçüncü bir kişiye bu yazıyı yazdırıp, imzalatması mümkün görülebilirse de, böyle bir kabul her zaman gerçeği yansıtmayabilir. Nitekim çoğu zaman senetler posta veya aracı ile de gönderilmektedir. Bu itibarla, yazı ve imzanın gerçeğe aykırı olduğunu tesbit eden rapor her zaman mahkumiyet için yeterli sayılamaz.
Sanık; çeki keşide edip, katılana vermesi için kız kardeşi ve katılanın karısı Ş.
’ye verdiğini cirodan haberi olmadığını savunmakta ve H.Ç. de bu savunmayı doğrulamakta ve elektronik yüksek mühendisi olan sanığın bedeli fazla olmayan bir çekte sahtecilik yaparak yüz kızartıcı bir suç işlemesi yaşamın olağan akışına uygun olmadığından, ciranta yazı ve imzasının sanığa aidiyeti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmalıdır.) Açıklamasıyla itiraz etmiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü:
Karar: İncelenen dosyaya göre; Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, soruşturmanın genişletilmesine, gerek bulunup bulunmadığı hususundadır.
Tarafların ortak aldıkları bir taşınmaz nedeniyle aralarında düzenledikleri protokol gereği, sanığın 30.6.1991 tarihinde 6.965.000 lira bedelli çeki keşide edip, şikayetçiye vermeyi taahhüt ettiği, sanığın sözü edilen çeki keşide etmemesi üzerine, şikayetçi F.S.
’nin protokole dayalı olarak sanık aleyhine icra takibine giriştiği, sanığın borca itiraz etmesi nedeniyle, şikayetçinin itirazın iptali davasını açtığı ve Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde davanın kabul edilerek, itirazın iptal edildiği, Asliye Hukuk Mahkemesindeki duruşma sırasında sanık tarafından suça konu çekin ibraz edilmesi üzerine yaptırılan incelemede, ciranta işleminin sahte olduğunun anlaşılması üzerine, sanık hakkında, itiraza konu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Sanık hakkında yapılan yargılamada; suça konu çek üzerinde yaptırılan incelemede; Adli Tıp, Fizik Grafoloji İhtisas Dairesi 6.1.1994 tarihli raporunda, suça konu çekin arka yüzündeki ciro işleminin (F.S. imzasının) sahte olduğunu ve F.S. ismi altındaki imzanın, şikayetçinin eli ürünü olmadığını belirtmiştir.
Aynı İhtisas Dairesi 24.3.1995 tarihli raporunda da, suça konu çekin arka yüzündeki, <F.S.> yazı ve imzalarının sanığın eli ürünü olabileceğini açıklamıştır.
Yukarıda belirtilen, Adli Tıp Fizik Grafoloji Şubesinin incelemeleri suça konu çekin aslı üzerinde yapılmıştır. Buna karşılık, sanık çek fotokopileri üzerinde haricen bilirkişiler; Grafolog O. M. ve K.S.
’ye yaptırdığı incelemeler sonucu elde ettiği raporları dosyaya sunmuş, bu raporlarda, çekin arka yüzündeki <F.S.> yazı ve imzasının sanığın eli ürünü olmadığı belirtilmiş ise de, fotokopi üzerinde yaptırılan incelemenin sağlıklı sonuçlar veremeyeceği fennen saptanmış bir gerçek olduğundan, bu özel raporların inandırıcı olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, sanığın sahih olarak keşide ettiği çekin arka yüzünde sahte ciro işlemi yapmak suretiyle yüklenen suçu işlediği, hiçbir duraksamaya yer kalmayacak biçimde anlaşıldığından, soruşturmanın genişletilmesine ilişkin itirazın reddine karar verilmelidir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının REDDİNE, 06.05.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************