Mesajı Okuyun
Old 29-06-2010, 11:41   #1
av.koray

 
Varsayılan Hukukçu Bilirkişi

HUMK m.275’ye göre bir davada çözümü (halli) hâkim tarafından bilinmeyen özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde oy ve görüşüne (rey ve mütalâasına) başvurulan üçüncü kişiye (veya kişilere) bilirkişi denir.
Bilirkişi, hakimin teknik ve özel bilgisinin yetmediği hallerde, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözülmesi mümkün olan konuların dışındaki konularda inceleme yapar ve vardığı sonuçları (mütalâasını) mahkeme bildirir. Bilirkişinin amacı teknik ve özel bilgisi ile hakime yardımcı olmaktır.


Ancak ne yazıktır ki HUMK m.275 uyarınca hâkim, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki konularda bilirkişi seçimine gitmesi yasaklanmış olmasına rağmen uygulamada ya dosyaların çokluğundan ya da söylemeye dilim varmasa da hakimlerin bilgi yetersizliğinden hakimin mesleğinin gerektirdiği hukuki ve genel konularda dosyayı bilirkişiye tevdi etmesi ile karşı karşıyayız.

Dosyanın gönderildiği hukukçu bilirkişinin mesleği ise avukat olmaktadır.Şahsi fikrimce sebebi ne olursa olsun bu hakimin işin kolayına kaçmasından başkaca bir şey değildir. Zaten hakimlik mesleği hukuk konusunda muhakeme yeteneğine sahip bir nevi hukuçu bilirkişilik değilmidir.Dosyanın hukukçu bilirkişiye gönderilmesi demek kararı hâkimin değil bilirkişinin vermesi gibi bir durumu oluşturmaktadır.Böyle bir durumda ayrıca müvekkillerimize bu durumun izahında da güçlüklerle karşılaşmaktayız
Karşılaştığım onlarca davada onlarca örnekten birisini vermek gerekirse;
faturanın süresinde itiraz edilip edilmediği ve açıkça tespit edilebilecek ayıplı malın itiraz süresinin ne olduğu hususunda hukukçu bilirkişiye başvurulması hususunun taktirlerini sayın meslektaşlarıma bırakıyorum..saygılarımla hepinize iyi ve adil çalışmalar dilerim..