Mesajı Okuyun
Old 27-02-2012, 22:25   #10
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dekortiko
İşçi alacaklarına ilişkin bir davada işveren vekili olarak, işçinin tüm alacaklarını aldığını bildiren bir ibraname ibraz ettik.
Davacı işçi vekili celse arası verdiği dilekçe ile, ibranamenin kendilerine ait olduğunu, ancak ödenen paraların bedeli yazmadığı için hukuken geçerli olmadığını ileri süren bir dilekçe sundu.
Duruşmada da, önce vekil söz alarak aynı beyanı tekrarla, ibranameyi kendilerinin imzaladığını ancak hukuken geçersiz olduğunu tekrarladı.
Duruşmada hazır bulunan davacı vekilinin bu ikrarına itiraz etmediği gibi, mahkeme tarafından ibraname kendisine gösterilerek tekrar soruldu ve davacı da, ibranameyi hem kendisinin yazdığını, hem de kendisinin imzaladığnıı, işverenden çekindiği için imzalamak zorunda kaldığını, aslında parasını almadığını söyledi.
Hakim, miktar içermeyen ibranamenin geçerli olup olmadığnıı incelemek için duruşmayı erteledi.
Celse arasıda davacı taraf tekrar müracaat ederek, "yanlışlık yaptıklarını, ibranameyi tekrar incelediklerinde, aslında kendilerinin imzaladığı ibranamenin bu olmadığını ve imza incelemesi yapılmasını talep ettiklerini" beyan etmişler.
Ben hem iddiayı değiştirmelerine muvafakat etmediğimi, hem de ikrardan dönemeyeceklerini iler isürdüysem de, mahkeme ibraname aslını sunmak üzere bana mehil verdi.
HUMK 236/2. maddesi Maddi bir hatadan neşet ettiği sabit olmadıkça ikrardan rücu olunamaz diyor.
Davacı taraf hem celse arası, hem de duruşmada ibranamenin okunaklı net bir fotokopisini rahatça inceleyerek defalarca ikrarda bulundu. Hatta ibraname içeriğinde işçinin işverene "aldığı borç sebebiyle 500,00 TL de borçlu olduğu yazılı" bunu dahi kabul ettiler.
Şimdi ikrardan dönemeyeceklerine dair Yargıtay kararı arıyorum.
İlgilenenlere teşekkür ederim.

Davanızın sonucu ne oldu üstadım...İkrarlarından dönebildiler mi ? Teşekkürler...