Mesajı Okuyun
Old 22-02-2008, 04:17   #11
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Baroların Ticari Şirketlerle İlişkileri Ne Kadar Etik?

Tartışmaya başlarken bir şeye dikkat çekmek istiyorum:

Baro site/sayfa kurdu ise reklam almasın mı?
Baroya sorarsanız reklam alıp gelir elde ediyorum, bunu da üyelerimini ihtiyaçları/çıkarları için kullanıyorum diyecektir.

Reklam alırken şirketin özelliklerine dikkat etmeli midir. Bence evet. Tartışılabilir. Aam ifade edildiği gibi sürekli hukukla karşı karşıya kalan bir şirketin reklemını almak bana da ağır geliyor. Ama neden aldıklarını gerekçelerini tartışmadık.

İlişkilerin kişisel niteliklere dayanılarak yürütüldüğü konusunda benim de düşüncelerim var ve bundan rahatsız oluyorum. Ama alternatif sunamıyorum. Olayda başka bir şirketin reklamı engelleniyor ise söylemler farklı bir yere oturacaktır. Bun çerçevede reklam almalarına karşı çıkma konusunda tereddütlerim var. Kamu kurumudur almasın da denilebilir, eşitlik ilkeleri çerçevesinde alsın da denilebilir.

Uyapa uyumlu takip programı sorununa gelince;

Bence burada 1. derecede kusurlu ve sorumlu olan Bakanlıktır.

Öncelikle e-takip uygulamasını ortaya koyarken çıkabilecek sorunların düşünülmesi gerekirdi. Bunun da en uygun yöntemi e-takip formuna uygun icra takip programlarının çevirim dışı olarak hazırlanmasına olanak veren bir programın yapılması idi. Bu program da diğer programlar ile beraber indirilip kullanılabilir idi. Böylelikle ülke çapında tek düzeyde takiplerin sağlanması, faiz oranlarının yaşama geçirilmesi daha doğrusu takiplerde bir tutarlık/aynılık sağlanabilirdi. Bu yapılmadı. Tam tersine insanların bu programdan yararlanarak takip hazırlamasının önüne geçildi. Çok garip bir şey. Programa bakıyorsunuz. Tüm altyapısı hazır. Ama bir avukatın ihtiyacı olan çıktıları alamıyorsunuz. Faiz hesapları yanlış. Neden? Burada maliyet unsuru neden olarak ileri sürülemez. Bu kadar büyük projenin içinde icra takip programının yazılımı milyarda bir bile değildir. Peki neden olabilir?

1- Yazılım sektörüne destek. Böylece istihdam sağlanıp işsizliğin azaltılması.
2- Buna bağlı olarak para dolaşımının artırılıp vergi geliri sağlanması.

Peki götürüsü;
Binlerce gereksiz şikayet ve dava, hakimlerin ve mahkemelerin gereksiz meşguliyeti, hakkını savunamayan insanların uğradığı zararlar.

Diğer bir sakınca memurların kolaya kaçması veya tembelleşmesi şeklinde kendisini gösteriyor. Ya da böyle bir yargıya yo açan davranışlarda.

e-takibe ilişkin mevzuatta hiç bir yerde kimseye takiplerini disk ve ya disketle getirme yükümü yüklenmiyor. Zaten aksi düşünülemez. Devlet hangi hakla bir kişiye sen takip yapacaksan bilgisayar alacaksın, program alacaksın, takibi hazırlayıp diske yükleyeceksin öyle bana getireceksin diyebilir? Bilgisayar benim böbreklerimde taş yapıyor. O nedenle kullanmak istemiyorum. Ne olacak? Zaten kişiler getirdiğinde veya isterlerse gerkli bilgileri kendileri girerek kayıt yapıyorlar. Bunu yapmak zorundalar. Aama işi başlarından atıyorlar.

2- Bu konuda baroların da çok önemli bir ihmali ve kusuru olduğunu düşünüyorum. Yukarda anlattığım çeçevede bakanlık zorlanabilirdi. Yapmadılar veya yapamadılar.

Hepimiz 330-500 YTL karşılığında bu programları alıyoruz. Bunlar çok maliyet gerektiren programlar değil. Birlik veya herhangi bir baro bir şirkete bu yazılımı hazırlatarak üyelerine ücretsiz/makul ücret karşılığında dağıtabilir. Bu konuda hazırlanan yazılımın çok ciddi bir maliyeti olacağını varsaymıyorum. Ben 82 lerde basit hesapları yapan bir programı kardeşimle yapmıştım. O zaman bu programların hiç biri yoktu. Şimdi de baktığımızda bu programları yapan ve kişisel düzeyde çalışan bir çok şirket/kişi var. Program o kadar kompleks değil. yaşam bunu ortaya koyuyor. Ama nedense barolar da bu tür bir çaba içine girmediler.

Ortada bir yanlış var. Bakalım nasıl bulup nasıl çözeceğiz?

Saygılar