Mesajı Okuyun
Old 03-06-2009, 19:24   #10
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Islah olmaksızın mümkün olamayacağına dair ;
T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 1994/13182

K. 1995/152

T. 11.1.1995

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava terk hukuki sebebine dayanılarak açılmış olup, usulen ıslah ile dava sebebi de değiştirilmemiştir. Medeni Kanunun 134/3. maddesinde öngörülen durum dışında, boşanma davalarında kabul hukuki sonuç doğurmayacağına (HUMK. Md.195, M.K. Md. 150) göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna oyçokluğuyla karar verildi. 11.01.1995
MUHALEFET ŞERHİ
Dava dilekçesiyle davacı, davalının evliliğin yüklediği görevlerden kaçmak amacıyla evi terk ettiğini eve dönmesi için yapılan çağrıya da uymadığını belirterek boşanmalarına karar verilmesini istemiştir. Davalı 04.03.1992 günlü oturumda "ben vekilimin davanın reddini istediğini bilmiyordum. Aslında bende boşanmak istiyorum, davacı ile geçinmemiz mümkün değildir, tedbir nafakası dışında bir isteğim yoktur" demek suretiyle davadan önce boşanma konusunda davacı ile anlaştığını belirtmiştir. Davacı, davalının mali konulara ilişkin isteğini kabul etmiştir. 3444 sayılı yasa ile değişik Medeni Kanunun 134/3. maddesiyle öngörülen anlaşmalı boşanma koşulları böylece oluşmuştur. Sayın çoğunluk Medeni Kanunun 132. maddesine dayalı olarak açılan boşanma davasında tarafların aynı yasanın 134/3. maddesinde belirtilen anlaşmalı boşanma yoluyla boşanma isteğinde bulunamayacağı görüşünü benimsemiştir.
Anlaşmalı boşanma ile ilgili değişiklik tasarısı mecliste tartışılırken zamanın Adalet Bakanı "bu maddede yaptığımız değişikler şunlardır; Birinci olarak anlaşan eşlere boşanma imkanı getiriliyor. Halen tatbikatta karı koca boşanmak için anlaşmış iseler şu yollara başvuruyorlar. Bunlardan birisi terk davasıdır. Yani eşlerden birisi evi terk ediyor, öteki iki ay sonra "evine dön" ihtarı çekiyor, eğer eş bir ay içinde evine dönmezse karşı taraf boşanma davası açıyor ve tarafların anlaşmasıyla bu boşanma gerçekleşiyor. Daha sağlıksız olan bir ikincisi ise şudur. Taraflardan birisi yakınlarından iki tanık temin ediyor, şahitler eşler arasında geçimsizlik olduğunu iddia ediyor ve bu surette boşanmayı temin ediyorlar. Getirilen hükümle böyle hileli yollara baş vurulmaksızın taraflar anlaşmış iseler ve bu evlilik bir yılı aşkın ise terk davasında gösterdiğim misal gibi hileli yollara baş vurulmadan taraflara hak önünde boşanma imkanı getiriyor. Buradaki özellik şu tarafları dinleyecek ve ayrıca çocukların durumu ve mali durumu hakkında da yapılan anlaşmayı hakim kabul edecek veya hakimin teklifini kabul edecek" şekildeki gerekçe ile önemli olan tarafları hileli yollara başvurmaktan alıkoymak ve tarafların hakim önünde serbest iradelerini açığa vurmak mali konularda anlaşma sağlamıyor olmaktır. Yasanın gerekçesinde sözünde ve özünde anlaşmalı boşanmanın mutlaka geçimsizliğe dayalı olan dava ve istekler için olanaklı bulunduğuna ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.
Davanın türü ne olursa olsun (akıl hastalığına dayalı boşanma isteği dışında) sayın bakanın ifade ettiği gibi, önemli olan ve aranması gereken husus, tarafların hakim önünde serbest iradesiyle karşılıklı olarak boşanmak isteklerini açıklamış olmaları ve mali konularda hakimin kabul edeceği koşullarla anlaşmış olmalarıdır. Anlaşmalı boşanmaya 134. madde içinde yer verilmesi anlaşmanın geçimsizlikle bağıntılı olarak kabulünü gerektirmez. Eylemli ayrılık nedenine dayalı boşanma hükmünde aynı madde içinde yer almıştır. Bu maddeyi de ayrılığın illa geçimsizlik sonucu gerçekleşmesi şeklinde yorumlamak mümkün müdür, elbette değildir. Bu eklentiler özel boşanma sebeplerine girmedikleri için 134. maddenin düzenlenmesi içinde yer almıştır. Ayrı bir madde olarak da düzenleyebilirlerdi.
Yerel mahkeme kararı belirtilen gerekçeler doğrultusunda usul ve yasa hükümlerine aykırıdır. Bozulması gerekir. Bu nedenle sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum.