Mesajı Okuyun
Old 01-04-2011, 01:38   #8
korhanerk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Ö.Erol Yavuz
Kesinleşmiş dahi olsa usulsüz tebligatın sözkonusu olması halinde bozmaya güzel bir örnek aşağıda eklidir. Faydalı olmasını dilerim.

Saygılarımla.

T.C
Yargıtay
10.Hukuk Dairesi
2000 / 4029 E.
2000 / 4206 K.

SSK Genel Müdürlüğü Adına Av.M. Can ile 1-E. Yücetan 2-A. Kayabaş aralarındaki dava hakkında İzmir 3.İş Mahkemesinden verilen 06.12.1999 günlü ve 787-841 sayılı hükmün temyizen incelenmesi davalı E. Yücetan vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Dava, davalı işveren E. Yücetan'a ait ....................... Seferihisar İZMİR adresindeki özel bina inşaatı işyerinde sıva işinde çalışan sigortalı işçi A. Kaya'nın 26.11.1993 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 48.20 oranında malul kalması üzerine Kurumca yapılan Sosyal Sigorta yardımlarının 506 Sayılı Kanunun 10 ve 26.maddeleri uyarınca rücuan ödetilmesi istemine ilişkin olup, davalı E. Yücetan'ın yaz aylarında yukarıda belirtilen adreste, kışın ise ..................................ALMANYA adresinde ikamet ettiği dava dosyasında bulunan SSK Müfettişi tarafından düzenlenen 25.09.1997 günlü rapor ve ilgisi nedeniyle bu dosyaya celbedilen İzmir 2.İş Mahkemesi'nin 1996 / 252 sayılı dava dosyasından davalı E Yücetan'a Almanya'daki adresine çıkartılan tebligattan açıkça anlaşıldığı halde, davalıya mülkiyeti kendisine ait olup, zabıta araştırmasına göre kiracısının oturduğu Tepecik İZMİR adresinden ilanen tebligat yapılarak verilen 06.12.1999 gün ve 787 / 841 sayılı hükmün; yine aynı adrese ilanen tebliğini müteakip davacı SSK ' nun temyizi üzerine Dairemizin 21.02.2000 gün ve 811-920 sayılı kararı ile onandıktan sonra davalı vekilince, 05.05.2000 günlü dilekçe ile onama kararının kaldırılarak usulsüz tebligata dayalı hükmün bozulmasına karar verilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesine göre Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme isteminde bulunulamayacağı öngörülmüş ise de; dava konusu somut olayda davalı E. Yücetan'a yöntemince yapılmış bir tebligat bulunmadığından Dairemizin maddi hataya dayalı 21.02.2000 gün ve 811 / 920 sayılı onama kararı kaldırılarak, maddi hata sonucu verilen kararın diğer tarafa lehine usuli kazanılmış hak doğurmayacağı da gözetilerek yeniden yapılan inceleme sonucunda davalıya usulüne uygun tebligat yapılarak, göstereceği deliller de toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davalının gerçek adresine tebligat yapılmaksızın, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: 1- Dairemizin, maddi hataya dayalı 21.02.2000 gün ve 811 / 920 sayılı Onama kararının kaldırılmasına,

2-Mahalli mahkemenin 06.12.1999 gün ve 787 / 841 sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı E.Yücetan yararına BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.06.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak Özel Arşiv

çok enteresan ve kıymetli bir karar.Yargıtaydan 445 in hiç bir şartına uymayan üstelik iş davasına karşı yargılamanın iadesi kararı çıkmış.

Benzer bir olay başımda var o yüzden bu saate kadar uğraşmaktayım. Kısaca özetlersem izale-i şuyu davasında dava ölmüş kişi aleyhine açılıyor. Usulsüz tebliğatlar yapılıyor sonuçta dava bitiyor ve kesinleşiyor.Satış henüz olmamış. Tabi davadan bii haber mirasçılar durumu öğreniyor. Şimdi bu durumda aslında ölü olan davalı murisin mirasçıları izale-i şuyu davasını iptal ettirmek istiyorlar. Acaba sizin sunduğunuz karara binaen yargılamanın yenilenmesi yoluna mı başvurulmalı yoksa tebligat kanunu 32. maddeye göre temyiz mi edilmeli?

Dava ölü kişiye açıldığı için dosyada murisin mirasçılarının adı geçmiyor bu durumu da göz önünde tutarak değerlendirin lütfen.