Mesajı Okuyun
Old 21-06-2016, 16:46   #6
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın avukat20,
Aşağıdaki kararlar aydınlatıcı olabilir.

Alıntı:
Yazan Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2008/32436 Esas 2010/19276 Karar
Davacı, davalıya ait evde ev hizmetlisi olarak çalıştığını, bu anlamda ev işleri dışında davalının kişisel bakımını da üstlendiğini, sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini belirterek işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 4. maddesinin 1. fıkrasının e bendi uyarınca, <ev hizmetlerinde çalışanlar> hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Kısaca, ev hizmetlerinde aşçı, uşak, temizlikçi gibi işlerde çalışan işçi ile ev sahibi işveren arasındaki uyuşmazlığın iş mahkemesinde değil, genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekir, İş Kanunu kapsamı dışında bırakılan bu hizmetleri gören kimselerle bunları çalıştıranlar arasındaki hukuki ilişkilerde Borçlar Kanunu'nun hizmet aktine ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Çalışmayan aile bireylerini evden alarak, alışverişe, şehir içinde gezmeye götüren, boş zamanında ev ve eklentilerinde zamanını geçiren şoförün de ev hizmeti yaptığı ve İş Kanunu kapsamında olmadığı kabul edilmelidir (Yargıtay 9. HD. 09.10.2008 gün ve 2007/27814 Esas, 2008/25988 K.).

Buna karşın evde hastaya bakan hemşire ve çocuk eğiticisi İş Kanunu kapsamında değerlendirilmelidir.

Somut olayda, davacının davalıya ait evde, ev işlerini yaptığı, bunun yanında kendisine bakamayacak durumda olan davalının da kişisel bakımını yerine getirdiği sabittir. Bu durum hizmet tespiti davası ile de belirlenerek kesinleşmiştir. Ancak bir kimsenin Sosyal Güvenlik Kurumu şemsiyesi altında olması, iş Yasası kapsamında olduğu anlamına gelmez. Davacı açıklandığı şekilde iş Yasası kapsamında işçi sayılan bir kimse değildir. Bu nedenlerle iş mahkemesi görevsiz olup mahkemenin görevsizliği nedeni ile dava dilekçesinin reddi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Alıntı:
Yazan Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2013/16982 Esas 2014/3992 Karar
Somut olayda, tanık beyanlarından ve tüm dosya kapsamından davalının ortaokul çağlarında iki torununun olduğu, davalının bu torunlarına bakmak için davacıyı işe aldığı, davacının bu çocukların bakımı ile uğraştığı, bunun yanında ise arızi olarak ev işlerinde ev sahibine yardım ettiği bu nedenle davacı ile davalı arasındaki ilişkinin İş Kanunu'nun düzenlediği anlamda hizmet ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerektiği, uyuşmazlığın çözümünde İş Mahkemesi'nin görevli olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece işin esasına girilerek dava hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Benim kararlardan anladığım, kişinin hangi amaçla işe alındığı ve ağırlıklı (asli) olarak yaptığı işin ne olduğu İş Kanunu kapsamı açısından önemlidir.

Saygılarımla,