Mesajı Okuyun
Old 09-06-2006, 14:19   #3
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

CMK 148.md.göre müdafii hazır bulunmadan kollukça alınan ifade mahkeme huzurunda tekrarlanmadıkça hükme esas teşkil etmez.
CMK 149.md.göre soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir yada birden çok max.3 müdafiinden yararlanılır ve sanığın bu hakkı engellenemez.
CMK 154:Avukatın şüpheli ile görüşmesi:ŞÜPHELİ VEYA SANIK VEKALETNAME ARANMAKSIZINMÜDAFİİ İLE BHERZAMAN GÖRÜŞEBİLİR.Ancak şüpheli terör şüphelisi ise ve örgütüne avukatı aracılığıyla emirler gönderişyorsa avukat o görevden men edilir.
Yapılan görüşmede :
1.Şüpheliye hakları hatırlatılır.(Susma hakkı:Özellikle ifadelerde susma hakkını önermek en doğrusudur ve bu takdirde avukat sanık adına savunma yapar.AQncak sanık aktif pişmanlıktan yararlanabileceği durumlarda konuşmalıdır.Ancak susma hakkını kullanan sanık bir daha konuşmamalıdır.Aksi halde kısmi susma söz konusu olur ve bu durum sanık aleyhine delil teşkil eder.
2.Suç hakkında açıklama yapılmalıdır.
3.İsnat edilen fiil detayları görüşülmelidir.
4.Son olarak da şüphelinin susma hakkını kullanıp kullanmayacağına karar verilmelidir.
CMK 147 göre resmi ifade almaya geçildiğinde ifadeyi alacak memur ayrı yazacak memur ayrı olmalıdır.Zabıt katibi olmadan alınan ifade geçersiz olur.Ayrıca yakalamayı yapan memur ifade alamaz yahut yazamaz.
Esas hakkındaki ifade alınmaya başlandığında kolluk memuru soru sorar,şüpheli de cevap verir.BİZ AVUKAT OLARAK NE SORU SORABİLİR NEDE CEVAP VEREBİLİRİZ.Eğer verirsek suç ortağı olduğumuz kuşkusu doğar.(Avukatın konumu humkuka uygun ifade alınmasını sağlamaktır.)
Avukat ifade sırasında şüpheliye kolluk memurunun sorduğu evet-hayır cevaplı sorulara itiraz edebilir.Çünkü bu tarz sorular yönlendirici sorulardır.Örn;İşyerine hırsızlık için mi girdiniz?
Netice itibariyle memurun sizi uyarış şekli yanlış ama uyarmak istediği nokta doğru idi.
SAYGILARIMLA:..