Mesajı Okuyun
Old 04-01-2010, 16:28   #1
Gamze Dülger

 
Varsayılan Görevi sona eren şirket temsilcisinin verdiği vekaletname ne kadar geçerli?

Sayın Meslektaşlarım,

Limited şirket ortaklarının birbirlerine karşı açtığı devam eden bir dava ile ilgili olarak mahkeme,limited şirketin her üç ortağın birlikte imzasıyla temsili konusunda tedbir kararı verilmiştir.Tedbir kararı ticaret sicile işlenmiş ve ilan edilmiştir.

Bu tedbir kararından bir süre sonra bu şirket aleyhine bir dava açılmıştır.Davada şirket vekili olarak bir avukat meslektaşım duruşmaya girmiş ve tedbir kararından önce şirketin müdürü olan kişinin,tedbir kararından önceki tarihte tanzim ettiği vekaletnameyi sunmuştur.

Başka deyişle,davalı taraf avukatı tedbir kararına uygun biçimde üç ortağın birlikte şirket adına tanzim ettikleri bir vekaletname sunamamaktadır.

Mahkeme avukatın vekalet ehliyetine ve davalının pasif dava ehliyetine dair itirazlarımızı reddetmiştir.Bu red kararına yaptığımız itiraz da "Avukatın azledildiğine dair belge yok" şeklinde,itirazın özünün anlaşılmadığını gösteren bir gerekçeyle yine reddedilmiştir.Oysa itirazın anlaşılırlığını temin bakımından "Bu avukat duruşmaya gelmese ya da bu davada bir avukat görevlendirilmemiş olsa, şirketi davada kim temsil edecekti?" şeklinde soru sorduk.Yine de mahkemenin red kararını düzeltemedik.

Avukata,tedbir kararından önce vekalet veren müdürün şu anda şirketi temsil yetkisi olmadığına göre,dava tarihi itibarıyla şirketi temsil yetkisi olmayan kişinin verdiği vekaletle şirket adına avukatlık yapılamaz kanısındayım.Eğer eski tarihli vekaletnameyle tayin edilen avukatın,yetki değişikliğinden sonra da şirket adına görev yapmasına,şirket hissedarlarının ya da yeni müdürünün(müdürlerinin) ya da üçüncü kişilerin itirazı yoksa,elbette o vekalet "avukatın vekalet ehliyeti bakımından" geçerli olacaktır.

Ancak olayımızda bizim buna itirazımızı vardır.

Çok basit gibi görünen "Her vakanın davanın açıldığı tarihe göre değerlendirilmesi gerektiği,yine yetkinin de davanın açıldığı tarihte var olması gereği " şeklindeki kural bir Yargıtay kararı ile ilişkilendirilmediği için örnek karar bulmakta güçlük çekiyorum.

Bu konuda konuya tam temas eden bir Yargıtay kararı bulunan arkadaşlarımızın yardımını rica ediyorum.


Saygılarımla