Mesajı Okuyun
Old 05-04-2020, 14:29   #3
Av. M. Bahadır Özer

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım,

Koruma tedbirleri bakımından aleyhe bozma yasağı söz konusu değildir. Örneğin CMK 112/1’e göre tedbirlere uyulmaması halinde şüpheli yahut sanık hakkında hemen tutuklama kararı verilebileceği belirtilmiştir.

Bunun yanında öncesinde mevcut olmayan adli kontrol yahut tutuklama koşullarının sonradan mevcut olması yahut mevcut olduğunun anlaşılması halinde şüpheli yahut sanığın istem üzerine tutuklanmasına karar verilebileceğini belirtmek gerekmektedir.

Hakkında adli kontrol verilmiş şüpheli hakkında cumhuriyet savcısının yahut sanık hakkında cumhuriyet savcısının ve katılanın tutuklama yönünde itirazı olmaksızın, kararı veren merciinin yahut itirazen inceleyen merciinin tutuklama yapma yahut daha ağır bir koruma tedbirine hükmetme imkanı bulunmamaktadır. Nitekim CMK 268/2’ye göre kararı veren merciinin 271/2’ye göre itirazen incelemeye yetkili merciinin itirazı yerinde görmediği takdirde itiraz konusu hakkında başkaca karar verme imkanı bulunmamaktadır.

Meslektaşınız olarak bir tavsiyede bulunmak isterim. Adli kontrol de olsa şüpheli yahut sanığın bir şekilde temel hak ve hürriyeti kısıtlanmaktadır. Bizim görevlerimizden birisi şüpheli yahut sanığı serbestçe savunmak ise kararına itiraz edilmemesi şüpheli yahut sanığın nihayetinde bireysel başvuru ve tazminat alma imkanını ortadan kaldırır. Bu bakımdan görevin bir kısmı olan itiraz usulünün de etkin bir başvuru yöntemi olup olmaması bir yana ne olursa olsun işletilmesi gerektiğini düşünüyorum.