Mesajı Okuyun
Old 13-04-2010, 12:33   #15
Av. Yavuz Şahin

 
Varsayılan

Merhaba Değerli Meslektaşlarım,

Hepinizin yorumlarını ayrı ayrı yanıtlamaya çalışacağım.

Sayın Uğur,

Sizin söylediğiniz gibi sözleşmenin vekalet sözleşmesi şeklinde yorumlanabileceğini bende düşündüm, aşağıda linkini verdiğim HGK'nın kararını okuduktan sonra inançlı işlem olduğunada kanaat getirmiştim.
Link: http://www.diaport.com.tr/PublicPage...vType=0#aranan

Fakat emin olamadığım için tartışmaya açmak istedim.
Sizce nasıl bir dava açmalıyım, neleri talep etmeliyim? Sözleşmedeki cezai şartı da isteyebilir miyim?

__________________________________________________ ______

Sayın Dikici,

Sizin de Sayın Uğur'un fikrini desteklemeniz sözleşmenin vekalet sözleşmesi olarak yorumlanabileceği kanısını güçlendirdi. Teşekkür ederim.

Sizce nasıl bir dava açmalıyım, neleri talep etmeliyim? Sözleşmedeki cezai şartı da isteyebilir miyim?
__________________________________________________ ______

Sayın Özkan,

Bahsettiğiniz HGK'nın kararında inanç sözleşmesini okudum, ama İBK'yı bulamadım, sizde varsa bana gönderir misiniz?

__________________________________________________ _____

Sayın Yıldızoğlu,

Alıntı:
Herşeyden önce şunu belirtmek gerekir ki, A ve B, ihaleye girmemeyi vaad etmektedirler. Bir taahhüdün yerine getirilmesi için gerçekleşmesinin mümkün olması gerekir. Bir borçlunun kendi taşınmazının icradaki satışına girmesi fiilen ve hukuken imkansız olduğuna göre, ihaleye girmeyeceğine dair taahhüdü hukuki önemi haiz değildir.

Bahsettiğiniz gibi borçlu kendi malının satışına katılamaz bu konuda bir yargıtay kararı olduğunu forumda okumuştum. Fakat şöyle bir durum var, A, B'nin arsasının satışına B'de A'nın arsasının satışına katılabilirdi. Veya başka tanıdıklarını ihalaye sokabilirlerdi. Böyle yapsalardı Arsaları daha yüksek bir bedelle satılacaktı.
Ayrıca alacaklılardan mal kaçırma düşüncesi yok. Zaten borçlarının geri kalanını kendileri ödemişler. Şu an bankalara borçları yok.
Söylediğiniz gibi haksız fiil hükümlerine göre C'den tazmin yoluna gitmek bizim düşüneceğimiz en son yol olmalı diye düşünüyorum. Çünkü bu şekilde onun kusurlu olduğunu ispatlamak ne kadar mümkün olacaktır. Elimizdeki sözleşme'yi bilerek geçersiz düzenlediğini nasıl ispat edeceğiz?
Sözleşmenin tarafı olan C sıradan biri değil. Dava vekilliği yapan bir kişi, buna da dikkat etmek gerekiyor. Mesleği gereği bildiği bir işlemi bilerek yanlış yapıyor ve A ve B'nin mağduriyetine sebep oluyor.

Bu dava vekili hakkında Baro'ya şikayet yoluna gitmem gerekir mi?

__________________________________________________ _______

Sayın Ergin,

Yukarıda da açıkladığım gibi alacaklılardan mal kaçırma durumu söz konusu değil. A ve B zaten borçlarını ödemişler. Böyle bir yola tevesül etmelerinin sebebi arsalarının başkalarının eline geçmesini engellemek, arsalarını alan bir üçüncü kişi onlara tekrar satmak istemeyebilir düşüncesi ile bu yola başvurmuşlar.


Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. İyi kötü bir hukuki niteleme yaptık. Bundan sonra takip edeceğim yoluda belirleyebilirsek bana çok büyük iyilik etmiş olacaksınız.

Günün sorusu: Nasıl bir dava açmalıyım?

Ben Terditli dava açmayı düşünüyorum. İlk olarak tapu iptali ve tescil talebi, olmadığı taktirde cezai şartı talep etmeyi düşünüyorum.

Saygılarımla.