Mesajı Okuyun
Old 10-04-2009, 23:54   #8
Av. Emrah GELEŞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Seher
anşalmalı boşanmada maddi ve manvi tazminat talep etmiyorum diye yazılmışsa açılamaz bu konuda yargıtay kararı var




YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2003/3100T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/3100

K. 2003/4059

T. 24.3.2003

• VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ ( Ortaya Çıkan Durumun Velayet Hakkının Kaldırılması Şartlarının Varlığı İçin Yeterli Olmayıp Velayetin Değiştirilmesine Yol Açar Mahiyette Olması )

• VELAYETİN KALDIRILMASI ( Ortaya Çıkan Durumun Velayet Hakkının Kaldırılması Şartlarının Varlığı İçin Yeterli Olmayıp Velayetin Değiştirilmesine Yol Açar Mahiyette Olması )

• NAFAKADAN FERAGAT ( Taraflar Anlaşmalı Boşanma Kararı Aldıklarının ve Birbirinden Nafaka ve Tazminat Taleplerinden Ferağat Ettiklerinin Yerel Mahkemece Dikkate Alınmasının Gerekmesi )

• YOKSULLUK NAFAKASI ( Tarafların Tazminat ve Nafaka Taleplerinden Ferağat Ettikleri Halde Yerel Mahkemece Yoksulluk Nafakasına Hükmedilmiş Olunmasının Hukuka Aykırı Olması )

4721/m.175,182,183,348,349

1086/m.91

ÖZET : 1-Ortaya çıkan durum velayet hakkının kaldırılması şartlarının varlığına yeterli olmayıp velayetin değiştirilmesine yol açar mahiyette olduğu halde velayetin kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir.
2-
Tazminat ve nafaka taleplerinden feragat edildiği halde, yoksulluk nafakasına hükmedilmesi hatalıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1- Toplanan deliller ve ortaya çıkan durum velayet hakkının kaldırılması ( TMK. md. 348 ) şartlarının varlığına yeterli olmayıp velayetin değiştirilmesine ( TMK. md. 183, 349 ) yol açar mahiyette olduğu halde Türk Medeni Kanununun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde velayetin kaldırılmasına ( nez’e ) karar verilmesi doğru değildir.Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma sebebi yapılmamış, yanlışlığa işaret edinilmekle yetinilmiştir.
2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.
3-Taraflar anlaşmalı boşanmışlar, birbirlerinden tazminat ve nafaka taleplerinden feragat ettiklerinden bu konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve kesinleşmiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmolunması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın 3. bentte gösterilen sebeple yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, iştirak nafakasına yönelik kısmının ise ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.




YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 1992/2-552T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1992/2-552

K. 1992/651

T. 11.11.1992

• ANLAŞMALI BOŞANMA ( Boşanmanın mali hükümleri )

• BOŞANMANIN MALİ HÜKÜMLERİNİ DÜZENLEME ZORUNLUĞU ( Anlaşmalı boşanma )

• BOŞANMANIN KESİNLEŞMESİNDEN SONRA TAZMİNAT ve NAFAKA TALEBİ

743/m.134,143,144

ÖZET : Boşanmanın mali sonuçları ile ilgili, taraflarca kabul edilecek bir düzenleme mevcut olmadığı halde; anlaşmaya dayalı boşanmaya karar verilmiş ve hükmün bu kısmı temyiz edilmemekle kesinleşmiştir.
Bu halde ilgilisi genel hükümler çerçevesinde maddi ve manevi
tazminat, ya da yoksulluk nafakasına diğer taraftan istemek hakkına haizdir.
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "
boşanma ve nafaka" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 14.10.1991 gün ve 1991/243-269 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 12.12.1991 gün ve 1991/12967-15508 sayılı ilamı:
( ... 3444 sayılı Yasa ile değişik Medeni Kanunun 134/3. maddesiyle öngörülen
anlaşmalı boşanmanın koşulları oluşmadığı halde anlaşmaya dayalı olarak boşanmaya karar verilmesi ve temyiz edilmemekte hükmün kesinleşmesi yoksulluk nafakası istenmesini engellemez. Bu hususun düşünülmemesi yoksulluk nafakası isteğinde bulunan eşin kusurunun bulunup bulunmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceği araştırılmadan eksik inceleme ile ve yazılı gerekçeyle nafaka isteğinin red edilmiş olması doğru bulunmamıştır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kuruluna gelen uyuşmazlık yoksulluk nafakası istemine ilişkindir.
Somut olayda, 3444 sayılı Yasa ile değişik M.K.’nun 134/3. maddesiyle düzenlenen anlaşmalı boşanmanın koşulları oluşmadan, örneğin boşanmanın mali sonuçlarıyla ilgili, taraflarca kabul edilecek bir düzenleme mevcut olmadığı halde, anlaşmaya dayalı boşanmaya karar verilmiş ve hükmün bu kısmı temyiz edilmemekle kesinleşmiştir. O itibarla öncelikle belirtmek gerekir ki, bu halde ilgilisi genel hükümler çerçevesinde maddi ve manevi tazminat ya da, yoksulluk nafakasını, diğer taraftan isteme hakkına sahiptir. M.K.’nun 144. maddesinde ise boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eşin, kusuru daha ağır olmamak şartıyla, geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Bu durumda kusur araştırması ve boşanma nedeniyle yoksulluk nafakası isteyen eşin, yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru değildir.
Hal böyle olunca, açıklanan gerekçelerle Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa’ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.