Mesajı Okuyun
Old 14-08-2013, 23:03   #36
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
1.Kabul:

Hukuk Kuramı’nın, “hukukun kabul edilen tanımı (?) ve kaynağından (?) hareketle, birey ve toplum için oluşturulan düşünsel çalışma” olduğu kabulüyle…

2.Tespit:

2.1.Tanımı değilse bile, hukukun “kaynağı” günümüzde de tartışmalıdır. Hukuk kuramlarının nedeni ve hareket noktası da budur.

2.2.Bugüne dek hemen hiçbir hukuk kuramı, “bir dünya toplumu ülküsü” nün gerçekleştirilmesine dayanak olamamıştır.

3.Soru:

BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi hangi hukuk kuramına bağlanabilir?


Saygılarımla

Sayın Av. Hulusi Metin,
'de lege ferenda' tartışmaları 'geçmiş'e bırakıp sohbetimize devam edelim isterseniz.
İnsan Haklarına değinmekle 'taşı gediğine oturttunuz' tabir caizse.


Üzerinde tartışmamız gereken konular:
İnsanların ve toplumların kendilerine yön gösterici olarak kabul ettikleri değerler sistemini incelediğimizde nasıl bir gelişimle karşılaşırız?

Nedir insanları yönlendiren onların yaşam biçimlerini etkileyen, ahlak ve hukuk kurallarına kaynaklık eden sistemlerin, dünya görüşlerinin çıkış noktası?

Bugünkü ahlak ve hukuk kurallarının kaynakları ile, geçmişteki insanların ve toplumların ahlak ve hukuk kurallarının kaynakları arasında nasıl bir benzerlik veya fark vardır?

Ahlak ve hukuk kurallarına kaynaklık eden onları yerleştiren değerler sistemi nasıl bir gelişimden geçmiştir?

Alman Filosof Willi Oelmüller kronolojik olarak birbirini takip eden ve insanların yaşamlarını yönlendiren üç kaynak sayıyor:
1. kaynağı tabiata dayalı yaşam biçimleri(Tabiat olaylarının ve cisim ve yaratıkların insanların değer ölçülerini belirlediği sistemler, Mitoloji),
2. Kaynağı yaratıcıya dayalı yaşam biçimleri(İktidarlarının kaynağını Tanrıdan alan Krallar,Hükümdarlar, Kilise), ve
3. İnsan haklarına dayalı yaşam biçimleri.

Her üç sistemin insana verdiği değer, insanların birbirilerine karşı hakları ve ödevleri, insanların devlete ve devletin yurttaşlara/kullara/bireylere karşı görev ve hakları başka başkadır

Not:
1.İnsanı değerler sisteminin ortasına oturtan insan haklarına dayalı sistem gerçekten geldiğimiz son durak mı? Yoksa 'insanlık daha geri mi'?
2. Sayılan üç sistem gerçekten birbirinin arkasından gelen sistemler midir, yoksa günümüzde her üç sistem birarada yaşamakta mıdır?

Saygılarımla