Mesajı Okuyun
Old 27-07-2007, 10:34   #6
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/9638

K. 2004/25610

T. 10.11.2004

• FAZLA ÇALIŞMA ( 90 Günden Fazla Mesai Yapılması Mümkün Olmadığı Gerekçesiyle Fazla Fazla Çalışma Ücretinin Kabul Edilmemesi - İş Kanunundaki Sınırlamaya Rağmen İşçi 90 Günden Fazla Fazla Mesai Yapmış İse Bu Fazla Çalışma Ücretini İsteyebileceği )

• FAZLA ÇALIŞMANIN SINIRLANMASI ( Fazla Çalışma Yaptırılmaması ile İlgili Olduğu - İşçinin Fiilen Yaptığı Fazla Çalışma Süresinin Dikkate Alınması Gereği )

1475/m. 35


ÖZET : 1475 sayılı yasanın 35. maddesindeki sınırlamalar daha fazla fazla çalışma yaptırılmaması ile ilgilidir. Bu yasağa rağmen işçi 90 günden fazla fazla mesai yapmış ise bu fazla çalışmaların ücretini isteyebilir. Bu nedenle davacının bu sınırlamayı nazara almadan fiilen yaptığı fazla mesai çalışma süresi ve alacakları belirlenmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
DAVA : Davacı, fazla mesai ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davacının temyizine gelince, taraf tanıkları davacının işyerinde çalıştığı günlerde fazla mesai yaptığını açıkça bildirmişlerdir.
Mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunda yılda 90 günden fazla fazla mesai yapılması mümkün olmadığı gerekçesi ile her yıl için 90 gün fazla mesai yapıldığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
1475 sayılı yasanın 35. maddesindeki sınırlamalar daha fazla fazla çalışma yaptırılmaması ile ilgilidir. Bu yasağa rağmen işçi 90 günden fazla fazla mesai yapmış ise bu fazla çalışmaların ücretini isteyebilir. Bu nedenle davacının bu sınırlamayı nazara almadan fiilen yaptığı fazla mesai çalışma süresi ve alacakları belirlenmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.11.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.


T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/20001

K. 2006/1763

T. 30.1.2006

• ÜST DÜZEY YÖNETİCİNİN ÜCRETİ ( Davacının Üst Düzey Yönetici Olması ve Hizmet Sözleşmesinin Niteliği Gereği Yılda 270 Saatlik Fazla Çalışmanın Üzerinde Kalan Çalışmaları Belirlenerek Fazla Mesai Ücret Alacağına Karar Verilmesi Gereği )

• FAZLA ÇALIŞMA ( Davacının Üst Düzey Yönetici Olması ve Hizmet Sözleşmesinin Niteliği Gereği Yılda 270 Saatlik Fazla Çalışmanın Üzerinde Kalan Çalışmaları Belirlenerek Fazla Mesai Ücret Alacağına Karar Verilmesi Gereği )

• YILDA 270 SAATİN ÜZERİNDEKİ FAZLA ÇALIŞMA ( Belirlenerek Fazla Mesai Ücret Alacağına Karar Verilmesi Gereği - Üst Düzey Yöneticinin Ücreti )

4857/m.41


ÖZET : Davacının üst düzey yönetici olması ve hizmet sözleşmesinin niteliği gereği, yılda 270 saatlik fazla çalışmanın üzerinde kalan çalışmaları belirlenerek, fazla mesai ücret alacağına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bozmadan önceki rapora göre hüküm kurulması hatalıdır.
DAVA : Davacı, fazla çalışma parası ile hafta tatili gündeliklerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1. Mahkemece bozma Hamına uyularak 10.7.2003 tarihli bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuşsa da, bozma ilamında açıkça yer aldığı şekilde, davacının üst düzey yönetici olması ve hizmet sözleşmesinin niteliği gereği, yılda 270 saatlik fazla çalışmanın üzerinde kalan çalışmaları belirlenerek, fazla mesai ücret alacağına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bozmadan önceki rapora göre hüküm kurulması hatalıdır.
2. Davacının hafta tatillerinde çalıştığı davacı tarafça kanıtlanamadığı gibi, davalı tanıklarınca da hafta tatillerinde çalışmadığı açıklandığından iş sözleşmesi uyarınca ayda iki hafta tatili dışında çalışma için hak edilecek hafta tatili ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.1.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.


T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/38226

K. 2006/6560

T. 14.3.2006

• FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ ( Yılda 90 Gün ve 270 Saate Kadar Yasal Fazla Çalışma Ücretinin Aylık Sabit Ücretin İçinde Ödenebileceği - İş Sözleşmesindeki Bu Hükme Değer Verilmesi Gereği )

• İŞ AKDİNDE AYLIK BRÜT ÜCRETİN İÇİNDE FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETLERİNİN DE BULUNDUĞU KURALI ( Bu Hükme Değer Verilmesi Gereği - Yılda 90 Gün ve 270 Saate Kadar Yasal Fazla Çalışma Ücretinin Aylık Sabit Ücretin İçinde Ödenebileceği )

• AYLIK BRÜT ÜCRETİN İÇİNDE FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETLERİNİN DE BULUNDUĞU KURALI ( Yılda 90 Gün ve 270 Saate Kadar Yasal Fazla Çalışma Ücretinin Aylık Sabit Ücretin İçinde Ödenebileceği - Bu Hükme Değer Verilmesi Gereği )

• KARŞI DAVA ( Her İki İstek de Ayrı Ayrı Davalara Konu Olduğuna Göre Takas Mahsup İşlemi Yapılarak Reddine Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu )

4857/m.41


ÖZET : 1- Taraflar arasında imzalanmış olan iş sözleşmesinde aylık bürüt ücretin içinde fazla çalışma ücretlerinin de bulunduğuna dair kurala yer verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda anılan hüküm değerlendirmeye alınmamıştır. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulamasına göre, yılda 90 gün ve 270 saate kadar yasal fazla çalışma ücretlerinin aylık sabit ücretin içinde ödenmesi olanaklıdır. Taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin anılan hükmüne değer verilmeli ve buna göre fazla çalışma alacağı yönünden hesaplama yapılmalıdır.
2- Davalı işveren işçiye karşı açmış olduğu karşı davada ihbar tazminatının fazla ödendiğinden bahisle fazla ödenen kısmın iadesini talep etmiştir. Bilirkişi raporunda işverenin 703.896.387.-TL’yi fazla ödemiş olduğu belirlenmiştir. Mahkemece söz konusu tutar, asıl davaya konu olan davacı işçinin hak kazandığı fazla çalışma ücretlerinden indirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir. Bunun sonucu olarak da karşı davanın reddine karar verilmiştir. Belirtmek gerekir ki, her iki istek de ayrı ayrı davalara konu olduğuna göre takas mahsup işlemi yapılması doğru değildir. Buna göre karşı davanın reddine karar verilmesi de hatalıdır.
DAVA : Davacı, ihbar, kıdem, kötüniyet, maddi manevi tazminat, izin, fazla çalışma alacaklarının; karşı davacı ise fazla ödenen ihbar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, asıl davayı kısmen hüküm altına almış, karşı davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK’nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Taraflar arasında imzalanmış olan iş sözleşmesinin 5. maddesinde aylık bürüt ücretin içinde fazla çalışma ücretlerinin de bulunduğuna dair kurala yer verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda anılan hüküm değerlendirmeye alınmamıştır. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulamasına göre, yılda 90 gün ve 270 saate kadar yasal fazla çalışma ücretlerinin aylık sabit ücretin içinde ödenmesi olanaklıdır. Taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin anılan hükmüne değer verilmeli ve buna göre fazla çalışma alacağı yönünden hesaplama yapılmalıdır.
3. Davalı işveren işçiye karşı açmış olduğu karşı davada ihbar tazminatının fazla ödendiğinden bahisle fazla ödenen kısmın iadesini talep etmiştir. Bilirkişi raporunda işverenin 703.896.387.-TL’yi fazla ödemiş olduğu belirlenmiştir. Mahkemece söz konusu tutar, asıl davaya konu olan davacı işçinin hak kazandığı fazla çalışma ücretlerinden indirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir. Bunun sonucu olarak da karşı davanın reddine karar verilmiştir. Belirtmek gerekir ki, her iki istek de ayrı ayrı davalara konu olduğuna göre takas mahsup işlemi yapılması doğru değildir. Buna göre karşı davanın reddine karar verilmesi de hatalı olup ayrı bir bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.03.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.