Mesajı Okuyun
Old 03-06-2007, 23:01   #7
Heybe Hukuk

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;

İlk sorunuza Sayın Ergin gerekli yanıtı vermiş. Taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkı, iştirak halinde yada müştereken olsa dahi; malikin tasarrufunun kısıtlanamayacından bahisle; paydaşlar anlaşamadıkları taktirde ve taşınmazın taksiminin de mümkün olmaması halinde; taşınmaz satılacak ve satım bedeli paydaşlar arasında payları oranında dağıtılarak, ortaklık giderilecektir ve buna engel olunması da mümkün değildir.

İkinci sorunuza ilişkin olarak; gerekli cevap yine Sayın Lalende tarafından verilmiş olmakla; hususa ilişkin açıklayıcı bir kararı da şahsınıza yardımcı olacağı ümidi ile aşağıya kopyalıyorum.

Kolay gelsin..

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/11350
Karar: 2002/12344
Karar Tarihi: 22.10.2002
ÖZET: Kural olarak, paydaşlar intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler.
İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi ise; ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşların davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşlara bildirmesine bağlıdır.

(743 S. K. m. 625, 908)
Dava dilekçesinde 530.230.000 lira Ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, (1998 yılından geriye doğru 5 yıllık) 530.230.000.-TL ecrimisil bedelinin tahsili talep edilmektedir.
Mahkemece, (intifadan men koşulunun gerçekleşmediğinden bahisle) davanın reddine karar verilmiştir.
Paydaşlar, (kural olarak) intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler.
İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi ise; ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşların davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşlara bildirilmiş olmasına bağlıdır.
İntifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası yemin dahil her türlü delille ispatlanabilir. Bu koşul dava şartı niteliğinde uluduğundan gerçekleşip gerçekleşmediğinin mahkemece re'sen araştırılarak saptanması gerekmektedir.
Bu bakımdan taraflar arasında görülen izale-i şüyu davasının dilekçesinin tebliğ tarihi intifadan men koşulunun oluşması için yeterlidir. Kaldı ki, davalılar vekilinin cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki ihtilafın izale-i şüyu davası ile başladığını bu nedenle izale-i şüyu dava tarihi olan 28.7.1997 gününden derdest dava tarihi 14.10.1998 tarihine kadar ecrimisil istenebileceğini "kabul" etmiştir.
Bu durumda, izale-i şüyu dava tarihinden itibaren ecrimisil bedeline hükmedilmesi gerekirken, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.10.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

YKD. Ocak 2003