Mesajı Okuyun
Old 02-03-2009, 10:32   #13
Adli Tip

 
Varsayılan

Sayın yeshilim;

İş güvencesi ülkemizde çok yeni ve dinamik bir konu. Konu yargı kararıyla hergün gelişiyor, iş güvencesiyle ilgili yargı kararları da henüz her konuda istikrar kazanmış değil.
Sayın Engin Özoğul'un düşüncelerini destekleyen Yargıtay Kararını aşağıda bilginize sunuyorum. Bunun yanında aksi yönde de kararlar da var. Aksi yöndeki kararlardan da bir örnek yine aşağıda (2. karar) yer almaktadır.

Benim konuya ilişkin düşüncem ise şu yöndedir:

Fesih, bozuyucu yeni doğuran bir beyandır. Karşı tarafa ulaşmakla hüküm ve sonuçlarını doğurur. Sözleşmenin yeniden kurulması için tarafların yeniden anlaşması gerekir.

İşe iade davasında feshin geçersizliği tartışılır. İşe iade, feshin geçersizliğine bağlanan sonuçlardan yalnızca birisidir.

Dava devam ederken işverenin işçiyi yeniden işe davet etmesi, feshin geçersizliğinin işverence de kabulü anlamında da yorumlanmaktadır. (Bu konuda da (yayımlanmış olan var mı bilmiyorum ama) Yargıtay kararı var.)

Sizin verdiğiniz örnekte, işverenin yeniden işçiyi davet etmesi, sözleşmede yaptığı değişikliklerden vazgeçmesi anlamı da taşıyabilir. Kaldi ki Yargıtay "haklı bir neden olmaksızın bu davete icabet etmezse" diyor, düşük ücretle çalışmaya davet ediliyorsa bunu kabul etmemenin haklı bir sebebi var demektir.
Her halükarda, işçi bu davete uymak zorunda değildir ve işçinin bu davate uymaması, işe iade davasının görülmesine engel teşkil etmez.

Bu konuda yargı kararı var mı bilmiyorum ama benim düşünceme göre, işçi ile işveren arasında yeni bir iş akdi kurulararak çalışmaya devam edilmesine karar verilmişse de bir önceki iş akdinin feshinin geçersizliği yargılama konusu yapılabilmelidir.

Diğer yandan, işveren fesih iradesini geri alır ve işçi de buna rıza gösterirse(yani akdin kesintisizi devamı kabul edilirse), mahkeme huzurunda da HUMK hükümlerine uygun olarak vazgeçme ya da feragetle davanın sona erdirilmesi yerinde olacaktır.

Saygılarımla,

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/15603
K. 2007/18639
T. 11.6.2007
• İŞE İADE TALEBİ ( Davalı İşveren Fesihten Sonra Davacıyı İşe Başlaması İçin Çağrıda Bulunmasına Rağmen Davacı İşçi Haklı Bir Neden Olmadan İşverenin Bu Davetine İcabet Etmediği - Reddi Gereği )
• İŞE BAŞLAMASI İÇİN ÇAĞRIDA BULUNMA ( Davacı İşçi Haklı Bir Neden Olmadan İşverenin Bu Davetine İcabet Etmediği - İşe İade Talebinin Reddi Gereği )
• İŞE DAVETE İCABET ETMEME ( İş İlişkisinin Devamı İle İlgili Talebinde Samimi Olmadığını Nihai Hedefinin Boşta Geçen Süre Ücreti İle İşe Başlatmama Tazminatını Almak Olduğunu Gösterdiğinden Feshin Geçerli Hale Geldiği )
• HAKLI FESİH ( Davacı İşçi Haklı Bir Neden Olmadan İşverenin İşe Davetine İcabet Etmediği - İş İlişkisinin Devamı İle İlgili Talebinde Samimi Olmadığını Nihai Hedefinin Boşta Geçen Süre Ücreti İle İşe Başlatmama Tazminatını Almak Olduğunu Gösterdiğinden Feshin Geçerli Hale Geldiği )
• İŞ GÜVENCESİNİN AMACI ( İşverenin İş Sözleşmesini Meşru ve Makul Görülebilecek Bir Neden Olmaksızın Keyfi Olarak Sona Erdirmesinin Engellenmesi Dolayısıyla İş İlişkilerinde Sürekliliğin Sağlanması Olduğu )
4857/m.18,21
ÖZET : Davalı işveren fesihten sonra davacıyı işe başlaması için çağrıda bulunmasına rağmen davacı işçi, haklı bir neden olmadan işverenin bu davetine icabet etmemiştir. Davacının işe davete icabet etmemesi, iş ilişkisinin devamı ile ilgili talebinde samimi olmadığını, nihai hedefinin boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatını almak olduğunu göstermektedir. Ne var ki, bu amaca yönelik talebin iş güvencesi hükümlerince korunması mümkün değildir. Davacı bu davranışı ile işverence yapılan feshi geçerli hale getirmiştir. Bu nedenle, mahkemece davanın reddine karar verilmiş olması isabetlidir.

DAVA : Davacı adına Avukat ... ile davalı ... A.Ş. adına Avukat ... aralarındaki dava hakkında ... İş Mahkemesinden verilen 21.06.2006 günlü ve ... sayılı kararı Dairenin 11.12.2006 günlü ve 25024-32633 sayılı ilamıyla BOZULMASINA ve davanın reddine karar verilmiştir. Davalı avukatınca kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması istenilmiş olmakla, dosyanın incelenmesinde Dairemizce davanın reddine karar verilmesine rağmen, davacı lehine vekalet ücretine karar verildiği, kararın maddi hataya dayandığı açık olduğundan, Dairemizin anılan kararının ortadan kaldırılmasına karar verildi, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.

Davalı işveren, davacının iş sözleşmesinin feshedilmediğini, işe gelmemesi üzerine sözlü olarak çağrıldığını ancak işe gelmediğini, dava dilekçesinin tebliğinden sonra noter aracılığı ile davet edilmesine rağmen işe gelmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece SSK hizmet belgesine göre iş sözleşmesinin davalı işverence feshedildiği, dava açıldıktan sonra noter kanalıyla işe davet edilmiş olmasının da iş sözleşmesinin davalı işverence feshedildiğini gösterdiği ve yazılı bir fesih bildiriminde bulunulmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesinin 1.3.2006 tarihinde davalı işverence feshedildiği, davacı işçi tarafından dava açıldıktan sonra işverence 18.4.2006 tarihli noter ihtarnamesi ile işe iade davasının kabul edildiğinin belirtildiği ve davacının 15 gün içinde işe başlamasının istendiği, ihtarnamenin davacıya 2.5.2006 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili, sözü edilen ihtarnameye karşı fesihten dönmenin ancak mahkemenin kararı ile olacağı, boşta geçen ücret ve diğer hakların ile işbaşı yaptırılmadığı takdirde işe başlatmama tazminatının ödenmesi gerektiğini belirtmiştir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddelerinde belirtilen iş güvencesi hükümlerinin amacı, işverenin iş sözleşmesini meşru ve makul görülebilecek bir neden olmaksızın keyfi olarak sona erdirmesinin engellenmesi, dolayısıyla iş ilişkilerinde sürekliliğin sağlanmasıdır. Sözü edilen düzenlemeler, işverene emredici kurallarla bir takım yükümlülükler getirmekle birlikte, işçinin de yasanın bu korumasından yararlanması için dürüstlük kurallarına uygun davranması gerekir. Başka bir anlatımla iş ilişkisinde sürekliliğin sağlanması noktasında işçi de iyiniyet kurallarına uygun olarak kendisinden beklenen davranışları ortaya koymalıdır. Bu nedenle, işe iade davasında hedef, işe başlatılma olmalıdır. Somut olayda, davalı işveren fesihten sonra davacıyı işe başlaması için çağrıda bulunmasına rağmen davacı işçi, haklı bir neden olmadan işverenin bu davetine icabet etmemiştir.

Davacının işe davete icabet etmemesi, iş ilişkisinin devamı ile ilgili talebinde samimi olmadığını, nihai hedefinin boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatını almak olduğunu göstermektedir. Ne var ki, bu amaca yönelik talebin iş güvencesi hükümlerince korunması mümkün değildir. Davacı bu davranışı ile işverence yapılan feshi geçerli hale getirmiştir. Bu nedenle, mahkemece davanın reddine karar verilmiş olması isabetlidir. Belirtilen nedenlerle, yerel mahkeme kararının 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3.maddesi uyarınca bozularak ortadan kaldırılması ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle,

1-... İş Mahkemesinin 21.06.2006 gün ve ... sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,

2- Davanın REDDİNE,

3- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

4- Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı ( 37.00 ) YTL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 450.-YTL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak, 11.06.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/1308
K. 2007/13524
T. 30.4.2007
• DAVA SIRASINDA YAPILAN İŞE DAVET ( Daha Önce Gerçekleştirilen Feshi Ortadan Kaldırmadığı - Önceki İş Sözleşmesinin Tekrar Kurulması ve Açılan Davanın Kabulü Niteliğinde Olmadığı/İşe İade İsteminin Kabulü Gereği )
• İŞE DAVETİN FESHİ ORTADAN KALDIRMAMASI ( Sözleşmenin Feshi Tek Taraflı Bozucu Yenilik Doğuran Bir İrade Beyanı Olup Karşı Tarafa Ulaştıktan Sonra Tek Taraflı Olarak Geri Alınmasının Mümkün Olmadığı )
• FESHİN NİTELİĞİ ( Tek Taraflı Bozucu Yenilik Doğuran Bir İrade Beyanı Olup Karşı Tarafa Ulaştıktan Sonra Tek Taraflı Olarak Geri Alınmasının Mümkün Olmadığı - İşverence Dava Sırasında Yapılan Davet Daha Önce Gerçekleştirilen Feshi Ortadan Kaldırmadığı )
• İŞE İADE DAVASI ( İşverence Dava Sırasında Yapılan Davet Daha Önce Gerçekleştirilen Feshi Ortadan Kaldırmadığı )
• İŞE İADENİN KONUSUZ KALMASI ( İşverence Dava Sırasında Yapılan Davet Daha Önce Gerçekleştirilen Feshi Ortadan Kaldırmadığı - İşe İade İsteminin Kabulü Gereği )
4857/m.18,21
ÖZET : Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizline ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Sözleşmenin feshi tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade beyanı olup, karşı tarafa ulaştıktan sonra tek taraflı olarak geri alınması mümkün değildir. İşverence dava sırasında yapılan davet daha önce gerçekleştirilen feshi ortadan kaldırmaz. Bu davet önceki iş sözleşmesinin tekrar kurulması ve açılan davanın kabulü niteliğinde değildir. Bu nedenle işe iade isteminin konusuz kaldığı gerekçesi ile reddine karar verilmesi hatalıdır.

DAVA : Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizline ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : İş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine, işe başlatılmaması halinde tazminata, boşta geçen süre ücret alacağına ve kötü niyetli fesih nedeni ile 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca ihbar önelinin 3 katı tutarında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı işveren vekili, davacının iş sözleşmesinin proje bitiminden ve başka yerde istihdam edildikten sonra yardımcı olunarak feshedildiğini, davacının mesnetsiz dava açarak fazladan tazminat almak istediğini, işe davet edildiğini, ancak davete icabet etmediğini, davanın konusuz kaldığını savunmuştur.

Mahkemece, davacının dava açıldıktan sonra davalı işverence işe davet edildiği, davete icabet etmediği, işe iadenin konusuz kaldığı, iş güvencesinde kalan işçinin kötü niyet tazminatı talep edemeyeceği gerekçesi ile işe iade davası konusuz kaldığından bu istemle ilgili karar verilmesine yer olmadığına, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17. maddesinde düzenlenen kötü niyet tazminatının koşulu gerçekleşmediğinden bu istemin reddine karar verilmiştir.

Karar davacı vekili tarafından işe iade istemi yönünden temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine göre, işyerinde proje yöneticisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek feshedildiği, fesih bildiriminin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca yazılı yapılmadığı, davacının fesih bildiriminden itibaren bir aylık hak düşürücü süre içinde açılması üzerine, davalı işverenin noter kanalı ile davacıyı işe davet ettiği anlaşılmaktadır. Davalı işveren tarafından yargılama sırasında gönderilen ihtarda, "Proje doğrultusunda belirli süreli olarak işe alındığı, proje bitimi ile iş sözleşmesinin feshedilmediği, önce satmalına, sonra stok kayıt bölümünde çalıştırıldığı, tolerans gösterilerek iş araması için izin verildiği, yardımcı olunduğu, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiği, ancak mutlu etmiyor ve işe iade istiyorsa, mahkeme kararına gerek kalmaksızın, mesai saatlerine raiyet etmek ve randımanlı çalışmak koşulu ile ihtarnamenin tebliğinden sonra 10 gün içinde eğitimin* uygun bir kadroda istihdam edilmek üzere dönmesinden mutluluk duyulacağı' belirtilmiştir.

Sözleşmenin feshi tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade beyanı olup, karşı tarafa ulaştıktan sonra tek taraflı olarak geri alınması mümkün değildir. İşverence dava sırasında yapılan davet daha önce gerçekleştirilen feshi ortadan kaldırmaz. Kaldı ki. gönderilen davet yazısında bazı şartlar ileri sürülmüştür. Davacının önceki işinde ve aynı ücretle çalışacağı belirtilmemiş, eğitimine uygun başka bir kadroda istihdam edileceği belirtilmiştir. Davacı bu davet in kanuna uygun olmadığını, belirterek itiraz etmiştir. Bu davet önceki iş sözleşmesinin tekrar kurulması ve açılan davanın kabulü niteliğinde değildir. Bu nedenle işe iade isteminin konusuz kaldığı gerekçesi ile reddine karar verilmesi hatalıdır. Somut bu maddi ve hukuki olgulara göre feshin geçersizliği ve işe iade isteğinin kabulü yerine yazılı şekilde konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığı şeklide hüküm kurulması hatalıdır.

4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarda açıklanan gerekçe ile,

1- Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2- Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,

3- Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,

4- Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,

5- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

6- Davacının yapmış olduğu-31.40 YTL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 450-YTL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

8- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, Kesin olarak, 30.04.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.