Mesajı Okuyun
Old 31-07-2007, 13:41   #9
calikusu_kamuran

 
Varsayılan

Tüm yazılanları okuduğumda şöyle bir limite ulaşmaya çalıştığını görüyorum: Evlilik kurumuna gerek yok. Bence böyle bir düşünce beyanı daha yerinde olurdu, çünkü tüm anlatımlardan böyle bir gidişat görülmektedir. Evlilik kurumu içindeki sorumlulukları daraltırsanız böylece evlilik kurumunu da kaldırmaya doğru zaten gitmiş olursunuz. Şekilde kalsın isteniyorsa, onu beyan edebilmeliyiz açıkça. Bugünkü anlamda evlilik kurumunu koyup/var edip içinden çıkılmaz bir şekilde bazı mahzurlarını aşmaya çalışmak yersizdir. Tersine eğer isteniyorsa, evlilik kurumunun sorumluluklarını daraltınız, örneğin bireyler ayrı evlerde yaşama hakkına sahip olabilmeliler, bazı borçlar yüklememeli ve bu borçları yerine getirmemek olumsuz sonuçlar yüklememeli denebilir. Böylece evlilik kurumu ismini de unutmuş oluruz zamanla ve masallarda okumak daha güzel olabilir ve ah eskiden ne güzeldi bayramlar diyebiliriz.

İşi içinden çıkılmaz hale getirmektense 1-Evlilik kurumuna gerek duyulmasın. 2- Evlilik kurumunun sorumluluk yüklemeksizin serbest işlemesi sağlansın. Belki böylece bireyi bireyin kendisine bırakmış oluruz. Eminim o zaman da birey diyecektir ki Ey Ulu devlet, beni çöl ortasında susuz terk ettin, nerede o çözüm elin diyecektir.

Ben şundan eminim ki, hiç bir zaman hiç bir yerde iktidar mücadelesinin olmadığı yer yoktur. Ya karı ya da koca hüküm sahibidir, diğeri ise boyun eğen konumundadır. Ha bu şöyle değişebilir kimi konularda x boyun eğer kimi konularda ise y boyun eğer. Ama mutlaka bir boyun eğiş vardır. En basiti Ticari Hayatta bile güçlüye güçsüz hep boyun eğmiştir. Siyasi hayatta da öyle, ve önemlisi en medeniyim denilen karı koca ilişkilerinde bile bu böyledir. Yani eğer devletin hakimiyetini kaldırırsanız bu sefer hakimiyeti eline geçiren kişi inanın DAHA GAYRİ ADİL olan kişi(koca veya karı) olabilecektir. İsterseniz hayata bakın, bu böyle.