Mesajı Okuyun
Old 30-06-2009, 16:55   #5
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, kural olarak, yargılama aşamasında dayanılıp sunulmayan deliller, temyiz veya karar düzeltme aşamasında sunulamazlar; sunulmuş olsalar bile, bu aşamalardaki incelemeler sırasında dikkate alınamazlar. Bu kuralın istisnası, dayanılıp sunulan delili, o davaya konu borcun sönmüş bulunduğunu ortaya koyan -örneğin, davaya konu borcun ödenmiş olduğunu gösteren makbuz, ibraname ve benzeri nitelikte- bir belge olmasıdır. Borçlunun, yargılamanın henüz tamamlanmadığı temyiz aşamasında, dava konusu borcun söndüğünün delili olduğunu bildirerek, belge sunduğu durumlarda -yargılama aşamasında sunulmadığı için Yerel Mahkemece değerlendirilememiş olan- o belge üzerinde gerekli inceleme ve değerlendirme yapılması için, Yerel Mahkeme kararı bozulmalıdır.
Somut olaydaki gibi, cevap dilekçesi vermemek suretiyle davayı inkar eden davalının, davayı inkara yönelik savunması, borcun mevcut olmadığına ilişkin bir savunmayı da kapsayacağından; davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklamak ve o yöndeki delillerini ikame etmek hakkının ortadan kalkmadığının ve temyiz aşamasında sunulan borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemeyeceğinin ( HUMK. md. 202 ) kabulü zorunludur ( Bu konudaki Yargıtay uygulamasına örnek olarak: Hukuk Genel Kurulu'nun 5.4.2000 gün ve esas: 2000/11-745, karar: 2000/734; 28.5.2003 gün ve esas:2003/13-354, karar:2003/368 sayılı kararları ).