Mesajı Okuyun
Old 13-11-2012, 16:41   #35
Av.Mehmet Ali Helvacı

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/7465
K. 2010/20502
T. 7.12.2010
• AİLE KONUTU ŞERHİ VERİLMESİ TALEBİ ( Davalı Kocanın Konutta Kuru Mülkiyet Hakkı Olduğu/Davalının Annesinin İntifa Hakkı Olduğu - Davanın Reddine Karar Verileceği )
• KURU MÜLKİYET HAKKI ( Aile Konutu Şerhi Verilmesi Talebi/Davalı Kocanın Konutta Kuru Mülkiyet Hakkı Olduğu - Davalının Annesinin İntifa Hakkı Olduğu/Davanın Reddi Gerektiği )
• İNTİFA HAKKI ( Aile Konutu Şerhi Verilmesi Talebi/Davalı Kocanın Konutta Kuru Mülkiyet Hakkı Olduğu - Davalının Annesinin İntifa Hakkı Olduğu/Davanın Reddi Gerektiği )
4721/m.194

ÖZET : Dava konusu taşınmazın davacı ve kocası davalı tarafından ortak konut olarak kullanıldığı sabittir. Konutun kuru mülkiyeti davalı kocaya, intifa hakkı davalı kocanın annesine aittir. Bu konutta eşlerden birinin yararlanma hakkı veren bir mülkiyet veya sınırlı ayni hakka ( örneğin, intifa, sükna gibi ) sahip olması gerekir. Eşin ortak konutta sadece kuru mülkiyet hakkı sahibi olması, diğer eşin tapuda aile konutu şerhi verdirmesine yeterli değildir. Bu açıklamalar gözetilerek davanın reddi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 23.11.2010 gününde duruşmalı temyiz eder davalılar İbrahim ve Elçin vekilleri ve temyiz eden davalı Emine vekili ile karşı taraf davacı Müge vekili geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Dava konusu taşınmazın davacı ve kocası davalı İ. H. tarafından ortak konut olarak kullanıldığı sabittir. Konutun kuru mülkiyeti davalı kocaya, intifa hakkı davalı kocanın annesi Elçin'e aittir. Davacı ve davalı kocanın bu taşınmazı aile konutu olarak kullanmaları intifa hakkı sahibi anne Elçin'in tek yanlı rızasına dayalıdır. Diğer bir söyleyişle, davacı ve davalı kocanın taşınmazı aile konutu olarak kullanmaları kocanın kuru mülkiyet hakkına dayalı değildir. Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinde düzenlenen aile konutu korumasından yararlanabilmek için; bu konutta eşlerden birinin yararlanma hakkı veren bir mülkiyet veya sınırlı ayni hakka ( örneğin, intifa, sükna gibi ) sahip olması gerekir. Eşin ortak konutta sadece kuru mülkiyet hakkı sahibi olması, diğer eşin tapuda aile konutu şerhi verdirmesine yeterli değildir. Bu açıklamalar gözetilerek davanın reddi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.

2-Kabule göre de; iptal kararı sadece davalı kocanın tasarruftan önce sahip olduğu kuru mülkiyet hakkı ile sınırlı olması gerekirken; tapu kaydının tamamıyla iptali ve davalı koca adına tesciline karar verilmiş olması da doğru olmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 1.bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 825.00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.12.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY: Türk Medeni Kanununun 194.maddesi hükmünde öngörülen aile konutu korumasından yararlanabilmek için aile konutuna yönelik hukuken korunan geçerli bir hukuki ilişkinin varlığı şartı bulunmalıdır.

Dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyetini davalı erkek eşe ait olduğu ve davalı erkek eşin anasının bu taşınmaz üzerinde intifa hakkı bulunmasına rağmen taşınmazı aile konutu olarak taraflara özgülediği çekişmesizdir.

O halde;

-Dava konusu aile konutunda eşlerin karşılıksız olarak oturdukları,

-Aile konutunun intifa hakkı sahibi olan davalı erkek eşin anası tarafından çıplak mülkiyet sahibi olan oğluna ve gelinine özgülendiği,

-Aile konutu üzerinde intifa hakkı sahibi olan davalı erkek eşin anası ile davalı erkek eş arasında bir ariyet sözleşmesinin kurulduğu anlaşılmaktadır.

Ariyet sözleşmesinin sona erdirilmesi davacı kadının bu konuttan taşınmak zorunda kalmasına sebebiyet vereceğinden davalı erkek eşin bu tasarrufu gerçekleştirebilmesi için davacı kadının açık rızasını alması zorunludur.

Farklı düşünüyorum.