Mesajı Okuyun
Old 13-03-2007, 19:01   #23
SNOW

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mutlakadalet
Bu arada, bu konunun felsefi bir konu olduğunu düşünüp, konu ile ilgili düşüncelerini yazanların yazılarını "mana dedektifliği, bilgi kirliliği" olarak değerlendiriyor iseniz, bu yazıları okuyarak vakit geçirmemeyi de tercih edebilirsiniz.

Öncelikle hiçbir yazımda kimseye Mana dedektifliği yaptığı ve bilgi kirliliği oluşturduğu hususunda birşey yazmadım. Daha sonra ise yazdıklarınızı okuyup değerlendirme nezaketinde bulunmuş isek hamaset göstererek bu yazıları okuyarak vakit geçirmemeyi de tercih edebilirsiniz sözünüz eleştirilemez oluşunuzu düşündüğünüzü göstermekte. Halbuki biraz dikkat etseniz, benim söylemek istediğimin bu yaptığınızın felsefe yapmaya uygun olamadığını açıklamak yönünde olduğunu göreceksiniz. İlk yazımda gerekçeyi vermiştim zaten. prof.dr. A.Kadir ÇÜÇEN Felsefeye Giriş kitabının 46. sayfasında 'Kesinlikle her davranış felsefi değildir. Örneğin kıskançlık, şiddet ya da hoşgörüsüzlük felsefi davranışlar değildir' der. Öncelikle felsefi tartışacaksak duygulara hakim olmalıyız.

Olaya gelirsek: Karıncanın topladığı yiyecekler sahipsiz taşınabilir malları asli olarak edinmeden kaynaklı mülk edinmedir. Bu ona bu mallar üzerinde mülkiyet hakkı verir. Karıcanın yaşadığı yer de mülkündedir diyelim. Yoksa zilyetliğe dayalı olarak kazanabileceği bir yerse tapuya kayıtlı değilse 20 yıl nizasız(Bu kavram yeni TMK'ya davasız şeklinde girmiştir ancak Kadastro kanununun 14. maddesinde Nizasız olarak durmaktadır. Lakin zaten Yargıtay bu kavramı öteden beri davasız olarak anlamaktaydı) fasılasız elinde tutarsa mülkiyetini kazanır veya tapusuz yeri belki satın almıştır öyle mülk edinmiştir bu durumda gayrimenkulün kazanılabilmesi için resmi sözleşmeye gerek yok ama mülkiyetin geçmesi için yalnızca sözleşme yetmez gayrimenkulün teslimide gerekir veya tapulu yeri satın almışsa o zaman resmi sözleşme yapması gerekir yoksa mülkiyet geçmiş olmaz ama resmi sözleşme varsa devre gerek yoktur. Bu yer mera ya da ormansa mülk edinemez diye açmayalım. Şimdi Ağustos böceği gelmiş beni içeri al yiyecek ver demiş. Karıncada burası benim gayrimenkulüm benim olduğuna göre seni içeri almayabilirim, yiyeceklerde benim menkul malım zaten ben kanter içinde çalışırken sen eğleniyordun vermem demiş. Ağustos böceği çok zor durmdaysa donacaksa, açlıktan ölecekse başka yerden yiyecek bulamayacaksa ve başka yerde ısınamayacaksa yani başka alternatifi yoksa ıztırar halinden yararlanır vs. Yararlanmazsa karınca da yardım etmezse Ağustos böceği olürse ihmal suretiyle birinin ölümüne sebep olduğu düşünülebilir.
Görüldüğü üzere sorunuz bir hukuki olayın pratik çözümü üzerine kurulu Neresini felsefi tartışacağız?

Saygılarımla...