Mesajı Okuyun
Old 28-05-2014, 12:07   #1
Konuk

 
Varsayılan İbretlik bir boşanma davası öyküsü

Eşim ile 2009 yılında evlendik. Evlendiğimiz ilk günden itibaren bana şiddet uyguladı. Uyguladığı tüm şiddet olaylarında doktora gidip darp raporları aldım. Çok sayıda da benim kızım için koruma kararları çıkarıldı. 2010 Yılında kendisi bana boşanma davası açtı. Pek tabi ki kendisi hakkında da şikayetlerime ilişkin ceza davaları açıldı. Kendisinin açtığı davayı 2011 yılı Mayıs ayında feragat etti ve geri çekti. Birarada sadece 2,5 ay kaldık. Bu süreçte hakkında açılan üç ceza davasından ikisini geri çektirdi. Ancak bir davayı geri çekmedim. 2,5 ay sonra tekrar evi terketti ve tekrar ikinci kez boşanma davası açtı. ASIL İBRETLİK OLAY BU tarihten sonra başladı.
1- İkinci boşanmaya ilişkin ilk dava dilekçesi birinci boşanma davasındaki konuların aynısı üzerine kurulu idi. Tüm konular aynı idi.
2- İkinci boşanma davası için verdiği dilekçe ise ilk boşanma davasının üzerinden üç yıl geçmeden ve aynı konular üzerinden verilmişti.
3- İkinci boşanma davasının ön inceleme duruşmasında tüm bu usul ve hukuka aykırılık durumunu izah ettim ve ilk boşanma dava dosya kapsamını dahi tamamını fotokopi çektirerek mahkemeye sundum.
4- Tüm bu usul ve hukuka aykırılık nedenleri olduğu halde eşimin bu usulsuz ve hukuksuz dava dilekçesi Ön inceleme safhasından geçti ve dava acıldı.
5- Eşim kötü niyetle tarafımı tazminatsız boşamak çocuğun velayetini almak için önce tarafım hakkında ve hatta ailevi onur, şeref ve haysiyetimi dahi karalayan ağır hakaret ve iftiralar ile dolu dilekçeler ve öğretilmiş tanık beyanlarının hiç ispatı olmayan ağır iftiralar ile mahkemede senaryolar uydurarak ve yazarak sanki tüm kusurlu benmişim ve aramızdaki şiddetli geçimsizlik benim suçummuş gibi gösterdi.
6- Mesleki hayatıma nüfus ederek beni zorla bir akıl hastanesine yatırtmaya çalıştı. Aynı zamanda adli süreçlerde de savunma hakkını aşan bir şekilde akıl hastası, paronoyak , şizofren gibi cümleleri yazılı dilekçelerinde dahi yazarak tarafıma hem ağır hakaretlerde bulundu ve hem de adli olarak bir akıl hastanesine sevkimin yapılması için hukuki olarak ta baskı yapmaya çalıştı.
7- ilk boşanma davamızı ağır mağduriyetlerim olduğundan dolayı basın da takip ediyordu. Ancak ikinci boşanma davası çok saçma neden ve sebepler ile basına kapatıldı. Buradaki amaç şiddet mağduru kadın olarak tarafıma basın desteğinden de yoksun bıraktırmak ve eşimin mahkemede her türlü hile, desise ve oyunu çevirebilmesini sağlamak içindi.
8- Eşim ile evlenmeden önce adli ve idari sicilleri tertemiz bir bayan iken eşimin ve sevgilisinin açmış olduğu davalar ve çalıştığım işyerinde boşanmayı kabul ettirmek için yapılan mobbing davranışları ile hem adli ve hem de idari tüm sicillerim de eşim ve sevgilisi tarafından ağır şekilde karalandı.
9- Yine eşim ile evliliğimden önce hiçbir maddi sorunum yok iken eşim ile evliliğimden sonra kendisinin maaşına darp ederek el koyması nedeni ile evliliğin bir yıl öncesinde çektiğim ve bir yıl boyunca düzenli olarak ödediğim krediyi ödeyemedim ve maaşıma dört yıldır eşimin ekonomik şiddetleri sebebi ile haciz işlemi uygulanmaktadır. Bu durumu da dosya kapsamındaki belgelerim ile ispatladım.
10- Eşim geri çekmediğim bir şiddet davasında beş ay hapis cezası aldı ve ertelendi. yani tarafıma şiddet uyguladığını hem doktor , hem adli raporlar ve hem de tanık beyanları ve hem de adli kararlar ile ispatladım. Boşanma dosyası kapsamına koydum.
11- Eşim nedeni ile Bahçeşehir Ünv. Adli Bilimler Fakültesindeki yüksek lisans eğitimimi de dört dersimi başarı ile ilk dönem verdiğim halde , bu süreçte tarafıma ağır şiddetler uyguladığı için utancımdan ünv. gidemedim ve devamsızlık nedeni ile ünvden ilişiğim kesildi. ( Belgeler ile ispatladım boşanma dosyasına koydum.
12- Eşim 6500.00 Tl gibi ayda yüksek bir maaş alan bir kişi iken çocuğun ne doğumunda bulundu, ne de bugüne kadar bakımında maddi ve manevi tarafıma hiçbir destekte bululnmadı.
13- Eşimin sevgilisi benim çalıştığım kurumda yetkili bir kişi. Bu nedenle kurumumda da ağır mobbing davranışlarına maruz ve mağdur bırakıldım.
Özet ve kısacası eşimden hem fiziksel, hem psikolojik ve hem de ekonomik şiddet gördüm. ve aldatıldım. Tüm bu iddialarımı ise hem tanık beyanlarım ile hem de dosya kapsamında sunduğum belgeler ile ispatladığım halde ;
Dün itibari ile ;
- Tek bir kuruş maddi ve manevi tazminata hükmedilmeden,
- Ayda 6500.00 tl maaş alan bir kişiye çocuk için 700.00 tl nafaka ödemesi hükmedilerek
- Ağır borçlandırmalar altında
BOŞANMA KARARI VERİLDİ.
Kadınlara şiddeti sadece erkekler uygulamıyor. Kadınlar ; eğer erkek ekonomik ve sosyal statü olarak daha yüksek ve güçlü ise yine mağdur edilerek hukuki alan ve anlamda da mağdur edilmeye ve hatta bir anlamda hukuki sonuçlar ile de psikolojik şiddetlere de maruz ve mağdur kalabiliyorlar.
Benim ve bu davamız tam basınlık ve ibret verilebilecek ve tüm topluma ve hukukçuların okuması gereken bir dava. Ancak basına kapatıldığından bu ağır haksızlık ve şiddeti burada yazmak ve sayın hukukçularımız ile de paylaşmak istedim. Çünkü ben de kadını şiddetten korumakla yükümlü bir kurumda çalışıyorum ve hem tarafımı ve hem de çocuğumu bu kadar ağır mağdur edici bir kararın kabul edilebilir hiç bir yanı yoktur diye düşünüyorum. Zararlarımın hiçbiri tazmin edilmedi, manevi olarak yaşadığım ağır psikolojik şiddet ve süreci görmezden gelindi, benim ve çocuğumun hayatarımız maddi ve manevi olarak garanti altına alınmadı ve kısaca TARAFIMA UYGULANAN TÜM ŞİDDETLER YOKMUŞÇASINA TAM VE AĞIR KUSURLU OLARAK BOŞANMAMIZA KARAR VERİLDİ. EĞER HUKUKTA VİCDAN UYGULANMASI GEREKİYORSA BU VİCDAN ŞİDDET MAĞDURU KADIN VE ÇOCUKLARA MI YOKSA SOSYAL VE EKONOMİK ALAN VE ANLAMLARDA KADINDAN VE ÇOCUKLARDAN DAHA GÜÇLÜ OLAN ERKEKLERE Mİ UYGULANMALI ŞEKLİNDE BİR SORU GELİYOR AKLIMA. HUKUKA OLAN İNANCIM TAM İKEN , HUKUKA İNANCIM İSE TAMAMEN SARSILDI VE HATTA YOK OLDU.