Mesajı Okuyun
Old 20-07-2023, 22:15   #4
Av. Can Yıldırım

 
Varsayılan

2981 sayılı Kanun'un 10/c maddesine göre yapılan parselasyon işlemleri neticesinde davalıya ait taşınmazın tapu kaydına müvekkillerimin murisi lehine kanuni ipotek diğer adıyla imar ipoteği şerh edilmiştir. Davamızı açtık fakat TBK madde 138 gereği uyarlama koşulları oluşmadığından ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip açılabileceğinden takip açmak yerine doğrudan dava açılmasında hukuki yarar olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.

TBK madde 138 taraflar arasında iradi olarak ipotek akit tablosunun oluşturulduğu diğer bir deyişle taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin olduğu duruma ilişkin bir düzenleme olduğu madde metninde açıktır. Yine 14. Hukuk Dairesinin bir kısım kararlarında da imar ipoteğinin varlığı halinde İİK madde 153'ün uygulanamayacağı hükme bağlanmıştır. Merak ettiğim konu TBK madde 138 imar ipoteğinin varlığı halinde uygulanabilir mi? Çünkü bu halde taraflar arasındaki bir sözleşmeye değil kanundan kaynaklanmaktadır. Kısaca sorum şu, imar ipoteğinin var olduğu durumda (ipotek bedeli eski türk lirasıdır ve 1995 yılında belediye tarafından şerh edilmiştir) borçlunun icra takibi başlatarak ipotek bedelini depo etmesi sonrası uyarlama davası açmak veya doğrudan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip açmak mı gereklidir? Mahkemece verilen ret kararı isabetli midir?