Mesajı Okuyun
Old 27-06-2018, 11:56   #13
emi_shn

 
Varsayılan

yeni açmış olduğum davam da benzer mahiyette olduğu için buradan devam ettirmek istedim. Muris sağlığında kızına vekaletname veriyor ve kızı bir taşınmazını satıyor ancak satış bedeli murisin hesabına yatırılmamış,satın alan kişi de 3.bir kişiye 2 ay sonra satıyor. Bedel biraz düşük ama afaki düşük bir bedelle satılmamış.Burada miras bırakanın kızının vekalet görevini kötüye kullanması sebebine dayanarak hem kıza hem de diğer satın alan 3.kişilere dava açtık.
Müvekkillerim bu durumdan murisin vefatından sonra haberdar oluyorlar. Bu durumda 3.kişiler iyiniyetli mi değil mi bilmediğimiz için terditli dava açtık. Tapu iptal ve tescili olmadığı halde taşınmaz değerinin kızından alınması şeklinde.
Ben bu davada mirasta iade(denkleştirme)hükümlerinin geçerli olmayacağını düşünüyorum.Ancak aşağıda bulduğum Yargıtay kararında terekeye iade şeklinde davanın açılması gerektiği belirtilmiş,bu konuda görüşlerinizi merak ediyorum.
T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/8144

K. 2005/9826

T. 20.9.2005

• VEKALET GÖREVİNİN KÖTÜYE KULLANILMASI ( Tapu İptali ve Tescil - Miras Bırakan Adına Açılan Bir Davada Tüm Mirasçıların Davada Yer Almasının Zorunlu Olduğu Gibi Sonuç ve İsteğin de Terekeye İade Biçiminde Olmasının Zorunlu Olduğu )

• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Vekalet Görevinin Kötüye Kullanılması - Miras Bırakan Adına Açılan Bir Davada Tüm Mirasçıların Davada Yer Almasının Zorunlu Olduğu Gibi Sonuç ve İsteğin de Terekeye İade Biçiminde Olmasının Zorunlu Olduğu )

• MİRAS BIRAKAN ADINA AÇILAN DAVA ( Tüm Mirasçıların Davada Yer Almasının Zorunlu Olduğu Gibi Sonuç ve İsteğin de Terekeye İade Biçiminde Olmasının Zorunlu Olduğu - Tapu İptali ve Tescil )

818/m.390

ÖZET : Dava dilekçesi içeriğinden, iddianın ileri sürülüş biçiminden davada vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. Miras bırakan adına açılan böyle bir davada tüm mirasçıların davada yer alması zorunlu olduğu gibi sonuç ve isteğin de terekeye iade biçiminde olması zorunludur. Pay oranında iptal tescil isteğinin dinlenebilmesine olanak yoktur.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar,miras bırakanları Musa Yorgun'un davacı oğlu Mürsel ile davalı oğlu Musa'nın bankadan kredi alabilmeleri için ipotek tesis ettirebilmeleri amacıyla vekaletname verdiğini ancak davalı Musa'nın vekalet görevini kötüye kullanarak diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla çekişmeli 7 parsel sayılı miras bırakana ait taşınmazı karısı davalı Leyla'ya onun da diğer davalı Mehmet'e devrettiğini,davalıların el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini ileri sürerek payları oranında iptal-tescil,olmadığı takdirde taşınmazın satış tarihindeki gerçek bedelinin tahsilini istemişlerdir.
Davalılar, işlemlerin gerçek olduğunu, miras bırakının daha önce de bir çok taşınmazını sattığını,kaldı ki, davalı Mehmet'in iyiniyetle taşınmazı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece,vekaletin miras bırakanın iradesine uygun biçimde kullanıldığı, tüm mirasçıların davada yer alması gerekirken dava dışı mirasçı bulunduğu,davalı Mehmet'e taşınmaz muvazaalı devredilmişse de iptal ile davalı Leyla'ya döndürülmesinin davacılara hukuki yarar sağlamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar,davacılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla,duruşma günü olarak saptanan 20.9.2005 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs. vekili Avukat Ayhan Kocaköse ile temyiz edilen vs. vekili Avukat Ertan Ekşi geldiler,duruşmaya başlandı,süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi,duruşmanın bittiği bildirildi,iş karara bırakıldı bilahare Tetkik Hakimi Murat Ataker'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava dilekçesi içeriğinden, iddianın ileri sürülüş biçiminden davada vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır.
Miras bırakan adına açılan böyle bir davada tüm mirasçıların davada yer alması zorunlu olduğu gibi sonuç ve isteğin de terekeye iade biçiminde olması zorunludur. Pay oranında iptal tescil isteğinin dinlenebilmesine olanak yoktur.
SONUÇ : Dava, reddedildiğine göre sonucu bakımından doğru olan hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerden ötürü ONANMASINA, 4.12.2004 tarihinde yürürlüğe giren Avukat Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 400,00 YTL. duruşma Avukat parasının temyiz edenden alınmasına, 20.09.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.