Mesajı Okuyun
Old 21-06-2018, 17:49   #2
hırs

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/9553
K. 2013/13444
T. 10.9.2013
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin 2006 model bir araç satın aldığını, davalılardan Doğuş Otomotiv A.Ş.'nin Türkiye distribütörü olduğunu, diğer davalı Gökmen aş.'nin ise Konya ana bayii ve yetkili servis olduğunu, aracın bakımlarının düzenli olarak yetkili serviste yaptırıldığını, ancak araçta 2010 yılından itibaren birtakım arızalar meydana geldiğini, birkaç defa serviste tamirat yapıldığını, en son yapılan kontrolde silindir kapağında çatlak olduğunun belirlendiğini, servisin garanti süresinin dolduğunu ileri sürdüğünü, müvekkilinin davalılardan Gökmen Otomotiv A.Ş. ne 11.234,65-TL ödediğini beyan ederek, hukuka aykırı biçimde alınan 11.234,65-TL' nin fatura tarihinden itibaren faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Gökmen A.Ş. vekili, davaya konu aracın 2006 yılında satın alınmış olduğunu, garantisinin 2 yıl olduğunu ve sona erdiğini, bu süre dışında meydana gelen hasarlardan müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını, motordaki aşırı ısınmanın kullanım hatasından kaynaklandığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı Doğuş Otom. A.Ş. vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davaya konu aracın garanti kapsamında olmayıp 5 yıl/150.000 km kullanılmış olduğunu, araçta sürekli ve tekrarlayan bir arıza bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, arızanın gizli bir ayıp olduğu, gerek tespit bilirkişisinin raporunda ve gerekse mahkemece alınan bilirkişi raporunda arızanın kullanımdan kaynaklanmadığının tespit edildiği, her ne kadar bilirkişi tam bir kanaate varmak için laboratuar incelemesi istemiş ise de, davalı tarafça davaya konu parçanın imha edilmiş olması sebebiyle sunulamadığının bildirildiği, davalı 18.8.2011 tarihli imha tutanağı sunmuş ise de, mahkemece yapılan 16.12.2011 tarihli keşif sırasında sözkonusu parçanın bizzat davalı şirket tarafından hazır edilmiş olup davalı vekilinin yapılan keşfe bir itirazı bulunmadığına dair beyanı da dikkate alındığında, imha tarihinden sonraki tarihteki keşif sırasında bilirkişi incelmesine sunulan parçanın, yaptırılacak laboratuar incelmesine sunulmamasının çelişkili olduğu, T.M.K'nın 2. maddesine aykırı olduğu, davalı tarafın davacıya %70 oranında ıskonto yaparak bir noktada hatasını zımnen de kabul ettiği belirtilerek, davanın kabulü ile, 11.234,65-TL' nin 1.2.2011' den itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.

Dava, satıcının ayıplı mal satışından doğan sorumluluğu hukuksal nedenine dayanmaktadır. Davacı vekili, müvekkilinin davaya konu aracı 2006 yılında satın aldığını ve 2010 yılından itibaren davaya konu edilen arızaların çıkmaya başladığını, bunun imalat hatasından kaynaklanan ayıp niteliğinde olduğunu iddia etmektedir.

Davalılar, 150.000 km.ye ve 5 yıla yakın bir kullanım sebebiyle ayıptan sözedilemeyeceğini, garanti sürecinin çoktan dolmuş olduğunu, zamanaşımı süresinin de geçtiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.

Aracın garanti süresinin 2 yıl olduğu tarafların kabulündedir. Davacı, motor silindir kapağındaki çatlak sebebiyle meydana gelen arızadan dolayı tamir masrafını istemektedir. Garanti süresi geçtiğinden talebin garanti kapsamında değerlendirilemeyeceği açıktır.

Ayıp hükümlerinin değerlendirilmesine gelince; somut olayda uygulanması gereken 6762 sayılı T.T.K.nın 25/4. maddesi uyarınca ticari satışlarda zamanaşımı süresi teslimden itibaren 6 aydır. Bu sürenin de çoktan geçmiş olduğu dosya içeriğiyle sabittir. Her ne kadar 818 sayılı B.K.nın 207/3. maddesi uyarınca iğfal durumunda satıcı 6 aylık zamanaşımından yararlanamaz ise de, somut olayda davacının iğfal edildiği iddia ve ispat edilemediği gibi mahkemece alınan 2 ayrı bilirkişi raporunda da arızanın imalat hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının, başka bir anlatımla arızaya yolaçan parçanın ayıplı olup olmadığının kesin olarak belirlenebilmesi için parça üzerinde laboratuarda makroskobik inceleme yapılması gerektiği yönünde görüş bildirilmiş, bunun üzerine mahkemece davalıya arızalı parçayı incelemek üzere getirmesi konusunda mehil verildiği halde, davalı tarafından parçanın imha edildiği gerekçesiyle incelemeye sunulamadığı anlaşılmıştır. Bu durumda malın ayıplı olup olmadığı, başka bir anlatımla arızanın imalat hatasından mı yoksa kullanım hatasından mı kaynaklandığı hususu tam olarak tespit edilememiştir. Eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz. Arızanın giderilmesi sırasında müşteri memnuniyeti açısından tamir bedelinde indirim yapılmış olması ayıp iddiasının kabulü şeklinde yorumlanamaz.

Mahkemece bu yönler gözetilmeden, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istenmesi halinde iadesine, 10.9.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.