Alıntı: Yazan Gamze Dülger Eşler mal rejimi olarak "Mal Ayrılığı Rejimini" seçmişler ve evlilikten önce kişisel mallarını sıralamışlar ve bu kişisel mallarının gelirlerinin dahi kişisel mal kapsamında değerlendirileceğini sözleşmeye yazdırmışlardır. Noter,kişisel malların gelirlerinin kişisel mal kapsamında değerlendirilemeyeceğini ve bu konuda bir uygulama olmadığını beyan etmiş ancak kanuna aykırı hükümlerin yapılmamış-yazılmamış kapsamında değerlendirileceğini bildirerek sözleşmeyi onaylamıştır. Kişisel mal kapsamındaki malların gelirlerinin,edinilmiş mal kapsamından çıkarmak mümkün iken,bu gelirlerin mal ayrılığı rejiminde kişisel mal olarak değerlendirilememesinin dayanağı nedir? Mk 220/4 e ve Mk 221.göre "Bu gelirleri kişisel mal kapsamına giren değerler " olarak değerlendirmek mümkün değil midir? Bu soru karşısında bildiğimden de korkar oldum. Ya da benim yanlış anladığım bir mesele mi var? Uygulaması ve bu konuda bilgisi olan meslektaşlarımın yardımını rica ediyorum. Saygılarımla

Sayın Dülger,

Alıntı: Eşler mal rejimi olarak "Mal Ayrılığı Rejimini" seçmişler

şeklinde özellikle vurguladığınıza göre noterin yaptığı şaşkınlık verici. Atıfta bulunduğunuz TMK 220 ve 221 inci maddeleri, malumunuz olduğu üzere "Edinilmiş Mallara Katılma" başlığı altında düzenlenmiştir. Sanırım siz "Kısayen bu maddeler uygulanabilir mi?" demek istemektesiniz. Bence gerek dahi yok.



" Kişisel Malların Gelirleri

Yukarıda kişisel malların TMK. md. 219/b. 4 gereğince, edinilmiş mal sayıldığını ifade etmiş bulunuyoruz. Bu bend hükmüne aykırı olarak, tarafların anlaşma yapmalarına olanak tanınmıştır. Buna göre, taraflar mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mal değil, kişisel mal olacağını kararlaştırabilirler." Prof.Dr. Ahmet Kılıçdaroğlu- Medeni Kanun'umuzun Aile-Miras-Eşya Hukukuna Getirdiği Yenilikler- 2003- Sayfa 208

Yani Hocaya göre, taraflar "Edinilmiş mallara katılma" rejimini seçerken,sözleşmeyle kişisel malların gelirlerini kapsam dışı bırakabilmektedir.

O halde, "Mal ayrılığı" rejiminde hiç tereddüt yaşanmaması gerekir.