Mesajı Okuyun
Old 11-06-2003, 18:29   #3
Nedime Uğraş

 
Varsayılan

Sn: hykayar;

Yeni M.K. 192 deki "Evlilik Birliğinin Huzur ve Yararı" kavramından ilk akla gelen, eşlerden birinin yaptığı işin ve mesleğin, toplumun genel kabulü ve ahlak kurallarına göre, evlilik birliğinin taraflarını ve özellikle çocukları incitici ve onların toplum içindeki yerini küçültücü bir konuda olmamasıdır. Bu durumda, yasadaki düzenlemede gözetilen hukukî yarar çok gerekli görülüyor. Fakat bana göre de, bu hukukî yarar kavramının kadının aleyhine yorumlanması mümkündür. Örneğin; Bankada veya özel bir şirketde çalışan bir kadın bir çok kere gece evine 22.00 de gelmek zorunda kalıyor veya bazı iş toplantılarına da katılması gerekiyorsa, bu durum evlilik birliğinin huzur ve yararını bozar mı? Tabii bu hükmün yorumu hakimin görüşüne kalıyor.

Ben de bu maddeyi kadın açısından tehlikeli ve sakıncalı buluyorum. Zaman içinde hakimlerin nasıl yorum yapacağını bilemiyorum ve bu konuda da ciddi endişeler taşıyorum.

Evli bir kadının barda konsomatris olması, kumarhanede kuripiyelik yapması, daha ekstrem bir örnekle genelevde çalışması örf ve adete ve toplumun genel ahlak kurallarına ters düşebilir. Fakat bu kadın bir gece kulubünde kaliteli bir müzik yapıyorsa durum nasıl değerlendirilecektir? Bu gün müzik eğitimi Üniversitede yapılıyor. Bu mesleği seçen kişilerin çoğunun da çalışma alanları ve saatleri bilinen bir gerçek. Erkek için normal sayılan bir iş, kadın ve özellikle bir anne için evlilik birliğinin huzur ve yararını bozacak niteliktedir şeklinde bir yoruma da açıktır.

Bir de bu hükmün uygulanması nasıl olacak sorusu akla gelebilir. Eşler meslek ve iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda olmadığına göre, tarafların iş ve meslek yaşamı devam ederken bu hükme göre mahkemeye başvurulursa, hakim taraflardan birini bu mesleği yapmaktan men mi edecek? Bu konuda yasada açıklık yok. Acaba hakim sadece yapılan iş ve mesleğin evlilik birliğinin huzur ve yararı yönünden sakıncalı olduğu yolunda bir tesbit mahiyetinde karar alacak da, taraflar bu karara uyup uymamakta serbest mi olacaklardır? Uymazlarsa diğer taraf için durum ne olacaktır? Herhalde sadece bir boşanma nedeni olabilir diye düşünüyorum.

Bir de erkek açısından olaya bakmak gerekir. Örneğin kumarhane veya genelev işleten kocasını, kadın bu işi yapmaktan men edebilir mi? Edemezse ve boşanmak da istemiyorsa ne yapacaktır?

Galiba Sayın Sibel'in belirttiği gibi eski M.K. hükümleri bu yönden dahi iyi idi gibime geliyor.

Sizin gibi ben de M.K. 192 deki bu ikinci cümlenin ileride özellikle kadın açısından hem kendi mesleği hem de kocasının mesleği yönünden sorun yaratacağını düşünüyorum. Zira halen "Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin" söylemini (ki ben buna atasözü demek istemiyorum) kararına dayanak yapacak kafa yapısında hukukçular bulunan ülkemizde yine bu hükmü de acaba kadın aleyhine yorumlarlar mı diye endişelenmemek mümkün değil.

Saygılar...