Mesajı Okuyun
Old 06-05-2004, 00:31   #2
Gemici

 
Varsayılan

Nazilerde de öyle idi.
Efendi, ailesine düşkün, komşuları ile iyi geçinen, herkese yardıma koşan, kimsenin tavuğuna kış demiyen kimseler, yahudilere ve sisteme ters düşen diğer kişilere karşı olan davranışları ile yırtıcı vahşi bir hayvandan farksız davranmışlardı, sonradan ortaya çıktığı kadarı ile. Bu türlü kişileri özel hayatlarında tanıyan kimseler, neler yaptıkları ortaya çıktığında duyduklarına inanamamışlardı.

Bunu ve Ahmet Altan ın yazdıklarını sadece "insani duygular" ile mi açıklamak gerekir?

Yoksa "insani duyguların" tatile çıktığı veya körlükten ve sağırlıktan dolayı "geçici bir süre için" devre dışı bırakılmaları ile mi? Üç maymun hikayesi!

İşin en kötü yanı "insani duygularımızı" bilerek ve istiyerek devre dışı bırakmamız.

Belirli duyguların geçici bir süre devre dışı bırakılmaları "ruh sağlığı" bakımından hayli faydalıdır. Bu duyguları devre dışı bırakmasak "zamane ruhu" ile çatışmak zorundayızki, bu çatışma çatal yürek gerektirir.

Not:
Zamane ruhu: çoğunluğun, daha doğrusu hükmedenlerin, doğru olduğuna inandığı ve doğru olarak kabul ettiği olgu. Azınlığın yanlış olduğuna inandığı bu olguya korkusundan veya oportunist düşüncelerden dolayı sesini çıkarmaması. (Benim yorumum)

Saygılarımla