Mesajı Okuyun
Old 17-06-2007, 00:29   #9
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

"
Alıntı:
Evinde çocukları bulunan mağdurenin ırza geçme eyleminin gerçekleştirildiği zamanlarda bağırıp çevreden yardım istememiş olması, eylemin birden çok değişik zamanlarda tekrarlanmasına rağmen hiç kimseye anlatmaması ve şikayetçi olmaması, durgun halinden şüphelenen eşine olaydan yaklaşık iki ay sonra açıklama yapması gözetildiğinde: ırza geçmenin cebir şiddet kullanarak yapıldığına dair iddiasının durumunu çevresine mazur gösterme düşüncesinden kaynaklandığı ırza geçmenin zorla yapıldığı hususunda mağdurenin anlatımı dışında sanığın cezalandırılması için kesin ve inandırıcı başkaca da delil elde edilemediği, dolayısıyla eylemin rızaya dayalı olarak işlendiğinin kabulü yerine,oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir"

Delil yetersizliğinden sanık yararlandı (ve doğrusu da bu) ancak aynı yetersizlikten mağdur mahkum oldu.

Mağdurun konumunu veya rızasını kesinleyen bu neviden ibareler, kabuller yerine; "müsnet suçun sübutuna dair ceza vermeye yeter her türlü şüpheden uzak ve inandırıcı deliller bulunmadığından ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği" denilseydi sanırım daha adil olurdu.

Saygılarımla.