Mesajı Okuyun
Old 22-03-2007, 13:25   #84
Hekimbaşı

 
Varsayılan TDK Ata'nın kalıtından soyutlanırsa olacağı budur

Sn.mehmetseyrek,

Atatürk' ün Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu adlı kurumların özerkliğine ne kadar özen gösterdiğini ve bunu sağlamak için mirasını bu iki kurum arasında paylaştırdığını pek iyi biliyoruz; defalarca belirttim. Daha önce devlet kurumu olarak TDK nun durumuyla ilgili görüşlerimi de yazmıştım. Şu anki konu da Türkçe' nin Araplaştırılması ve Arapça' nın hoş ve bizden gösterilmeye çalışılması aşamalarından biri ne yazık ki. Bu tuzaklara düşmemek gerek.

1. 1983 TDK Türkçe Sözlük 7.nci baskıda 'cüppe' yazar; aslı Arapçadır.

2. 1979 TDK Dilbilgisi 4.ncü baskıda ünsüzler çeşitli açılardan sınıflanmış ve 'b' ötümlü, 'p' ise ötümsüz süreksiz dudak çıkaklı ünsüzler olarak gösterilmiştir. Ayrıca:

a) sözcük sonlarında süreksiz ötümlü ünsüz olmaz - yani b, c, d, g olmaz
b) hece sonlarında da süreksiz ötümlü ünsüz olmaz - yani b ... olmaz [bu Türkçe' nin mantık örgüsündeki gücü gösterir; hece veya tümce, kural değişmez]
c) süreksiz ötümlü ünsüzler ötümsüzlerden sonra gelmez - yani p, ç, t, k dan sonra b, c, d, g gelmez
d) b ile başlayan ek olmadığından, öndeki ötümsüzlerle asla karşılaşmaz

En temel kural (Ata' mızın belirlediği, basitliği sağlayan ilk kuraldır), Türkçe' de her sesin bir harf karşılığı olmasıdır. Dolayısıyla, peşpeşe iki süreksiz ötümlü ünsüz kullanmanız mümkün değildir. Ötümlü ünsüzler, kendilerinden önceki sesi kesip sonrakine yol vererek varlıklarını ortaya koyarlar; yani 'b' ünsüzü 'cü' sesini kesip bir başka sese yol vermeli, bu arada da bir süre tınısı olmalıdır. Peki, o zaman ikinci 'b' neyle kendini var edecektir? Eğer peşpeşe iki tane 'b' söylemeye kalkarsanız, o tınının 'mmm' gibi bir şey olduğunu farkedersiniz. Bu Türkçe' nin en temel kuralına aykırıdır. Ama peşpeşe iki 'p' de bu olmaz, çünkü ilk 'p' öndeki ünlüyü keserken, ikinci 'p' sonraki ünlünün açılışını yapar; çünkü 'p' ÖTÜMSÜZ bir ünsüzdür. İşte bu da Türkçe' nin ne kadar eşsiz bir mantık örgüsü olduğuna ve Ata' mızın abecenin tasarlanması sırasında bunun korunmasına gösterdiği özene ilişkin bir başka kanıttır.

Aslı Arapçada 'cübbe' olarak seslenen şey, Türkçe' de 'cüppe' diye söylenir. Yukarıdaki seslere ilişkin açıklama ve (b) ile birarada değerlendirdiğinizde, eğer Türkçe' ye uygun okumak ve yazmak isterseniz, sözcüğü 'cüppe' olarak kullanmanız gerekmektedir. Özerk TDK nın son sözlüğünde de zaten böyle yazmaktadır. Kukla TDK nın ne dediği beni ilgilendirmez. Onlara gidip yukarıda sözü geçen ünlü/ünsüz, sürekli/süreksiz, ötümlü/ötümsüz nedir; Türkçe abece tasarlanırken Ata' mızın söyledikleri nelerdir; okumalarını, anlamaya çalışmalarını öneririm. 'cübibe' bile deseler, daha doğru olurdu.

Türkçe, yüzlerce yıl saray ve hanedanın çabalarıyla halktan koparılıp yokedilmeye çalışıldıktan sonra anadolunun bağrından yeniden doğmuş, doğarken de büyük bir özenle özüne kavuşması için gereken her türlü önlem alınmış bir dildir. Bu önlemleri alan Atatürk' tür; ortadan kaldırmaya çalışanların kimler olduğunu değerlendirmek de size kalmış.

Saygılarımla,