Konu: Ayaküstü
Mesajı Okuyun
Old 12-01-2012, 10:20   #30
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
Düşünmek zorunda olduğu kişisel konuların sınırları içinde düşünmekle çözüm bulamayan insan, “görünenin kaynağının görünmez” olduğunu –her nasılsa- düşünüp, görünmeyeni görünür kılabilir mi? (visibilia ex invisibilibus).
Bence "Düşünmek zorunda olduğu kişisel konuların sınırları içinde düşünmekle çözüm bulamayan insan" metafiziği bir kurtuluş ve çıkış yolu olarak kullanmamalı.

“Görünenin kaynağının görünmez” olduğu doğrudur. İnsan kendi gözlerini göremez. Ama görünenin kaynağında insanın açgözlülüğü vardır. "Görünmeyeni görünür kılabilme"nin yolu aynaya bakmaktır.

Saygılarımla

Meraklısına Ayrıntı Notu:
“görünenin kaynağının görünmez” olduğunu –her nasılsa- düşünen" insan yoktur: Bu düşünce, çaresiz insanlara yol göstermekle kendi ekonomik sorunlarını çözen diğer insanlar tarafından bizimkinin kafasına sokulur. Öte yandan insanlar bu dünyadan metafizik bir alana kaçmayı kendileri akıl etmiştir.

Kendi sorunlarını çözemeyen insan gerçek dünyadan başka bir dünyaya kaçarsa artık metafizik alandadır ve eski dünyasında kalan gerçek sorunlarına önem vermez.

Denizciliği seven amatörlerin de yaptığı budur: Amatörlerin denizi sevmesinin nedeni karadaki dertlerden uzaklaşmaktır. Denizin zorlu koşullarında gerçek dertler karada bırakılmış olur. Çivi çiviyi söker. Yeni sorunlar edinmek eski sorunları unutturur. Ama unutmak çözüm değildir. Bu anlamda, metafizik düşünceler, tıpkı esrar gibi, hayallerle insanı uyuşturur; uçuyormuş duygusu verir. Halbuki insanın ayağı yere basmalıdır.

Peki "Düşünmek zorunda olduğu kişisel konuların sınırları içinde düşünmekle çözüm bulamayan insan" ne yapmalıdır? Kabullenmelidir. İnsan gerçek dünyayı, tıpkı sevgilisi gibi kabul etmelidir. Olumlu ve olumsuz yanlarını ayırmadan dünyayı olduğu gibi kabul etmek de bir mutluluktur.

Dünyayı olduğu gibi kabul etmek için insan önce kendini kabullenmelidir. İnsan sorun çözücü değildir. Tam tersine, insan kendi sorunlarını kendi yaratır. Bu nedenle insan sorunları çözemeyince hayıflanmamalıdır. İnsan sorunu kendi yarattığına göre sorunu çözmek yerine, sorunu ortadan kaldırmanın yolunu aramalıdır.

Bu konudaki en iyi örnek İskender'in Düğümü'dür. İnsanlar sıkı bir düğüm atmışlar ve yıllarca düğümü çözecek birini beklemişler. Oradan geçen İskender kılıcıyla sorunu ortadan kaldırmış.

Günümüzün en önemli sorunu geçim derdidir. Halbuki geçim derdi insanların kendi kendilerine yarattığı bir sorundur. Mağara devrinde geçim derdi yoktu. O zamanlar açlık derdi vardı. İstatistiklere göre bugün Türkiye'de açlıktan ölüm oranı yok denecek kadar düşüktür. Eğer böyleyse mağara devrinden bu yana ekonomik anlamda gelişen insanlar gerçek sorunu ortadan kaldırmış ama onun yerine başka dertler uydurmuş bulunmaktadır. Şimdi bu yapay sorunun çözümsüzlüğüne üzüleceğimize sorunu ortadan kaldırmak doğru olacaktır.

Geçim derdini ortadan kaldırmanın yolu ya geliri arttırmak ya da gideri kısmaktır. Geliri arttırmak kolay olmasa da gideri kısmak sanıldığı kadar zor değildir.

Sağlık sorunları üzücüdür. Üzüntü de kabul edilmesi gereken gerçeklerdendir. Metafizik sağlığa çözüm getirmez. Doktorların çaresiz olduğu durumlarda tıp bilimi dışında çare aranması üzüntüyü azaltmamaktadır. Belki metafizikten beklenen umut geçici bir süre için ağlamayı örter ama sonunda acı gerçek yine ortaya çıkacaktır.

İnsanlar kendilerini evrenin en önemli canlısı saydıklarından çok şeye hakları olduğunu sanmaktadır. Hatta insanlar tanrıların ölümsüzlüğünü kıskanmaktadır. Kısacık ömür ve bu güzel dünya insanlara yetmediğinden metafizik bir dünya arayışı sürmektedir. Halbuki "Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmamak" gerekir. Mutluluk uzayda aranmamalıdr. Mutluluk bir dünya nimetidir. İnsanların dünyayı benimsemekte zorlanmasının nedeni bencillikten ve açgözlülükten henüz kurtulamamasıdır.

Özetle gerçeklerimizi bilmeli ve kabul etmeliyiz. Gerçeği aynada görebiliriz. "Görünmeyeni görünür kılabilme"nin yolu aynaya bakmaktır.