Mesajı Okuyun
Old 16-01-2011, 12:41   #32
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

(Madde 404 (İkramiye) – Madde 409 (Ücret Alacağının Haczi, Devri, Rehnedilmesi) –Madde 413 (Giderler/Genel Olarak) )

146- 818 S.K.’da yer verilmemiştir.

YBK m.404: “İşveren, bayram, yılbaşı ve doğum günü gibi belirli günler dolayısıyla işçilerine özel ikramiye verebilir. Ancak, işçilerin bu ikramiyeyi istem hakları bu konuda anlaşma olması hâlinde doğar.

Hizmet sözleşmesi ikramiyenin verildiği dönemden önce sona ermişse, işçinin ikramiyeden çalıştığı süre ile orantılı bir bölümünü isteme hakkı, ancak bu konuda anlaşma olması hâlinde doğar.”

Gerekçesi: “818 sayılı Borçlar Kanununda yer verilmeyen, “e. İkramiye” kenar başlıklı yeni bir maddedir…”

(Kanunda: e. İkramiye

MADDE 405- İşveren, bayram, yılbaşı ve doğum günü gibi belirli günler dolayısıyla işçilerine özel ikramiye verebilir. Ancak, işçilerin ikramiyeyi istem hakları bu konuda anlaşmanın veya çalışma şartının ya da işverenin tek taraflı taahhüdünün varlığı hâlinde doğar.

Hizmet sözleşmesi ikramiyenin verildiği dönemden önce sona ermişse, ikramiyenin çalıştığı süreye yansıyan bölümü ödenir." şeklinde düzenlenmiştir)


147- 818 S.K. m.333’e ek.

YBK m.406/1 ve 3: “Ücret, sözleşmeyle aksi kararlaştırılmadıkça, işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Her ödeme döneminde, işçiye hesap pusulası verilir.

Ücretin işveren lehine kullanılacağına ilişkin anlaşmalar geçersizdir.”

Gerekçesi: “Maddenin birinci fıkrasında,…4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinin birinci fıkrasında “Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.” denildiği gibi, ikinci fıkrasında da “Ücret, kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenebilir.” denilmiştir. Aynı Kanunun 37 nci maddesinde de işçiye ücretine ilişkin bir hesap pusulası verileceği öngörülmüştür.

…Maddenin son fıkrasında,…işveren, ücret ödemesini, meselâ işçiye, belirli bir işyerinde veya kendi fabrikasında üretilen, satılan ya da dağıtımı yapılan ürünleri satın alma koşuluna bağlayamaz…”

(Kanunda: b. Ücretin korunması

MADDE 407- Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde ödenenlerin özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri unsurları dikkate alarak iş sahiplerini zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakın, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabî tutulan iş sahipleri, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler. Her ödeme döneminde, işçiye hesap pusulası verilir. İşçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesine ilişkin diğer ûsul ve esaslar, anılan bakanlıklarca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

İşveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu işçinin rızası olmadıkça takas edemez. Ancak, işçinin kasten sebebiyet verdiği yargı kararıyla sabit bir zarardan doğan alacaklar, ücretin haczedilebilir kısmı kadar takas edilebilir.

Ücretin işveren lehine kullanılacağına ilişkin anlaşmalar geçersizdir." şeklinde düzenlenmiştir)


148- 818 S.K.’da yer verilmemiştir.

YBK m.409: “İşçilerin ücretinin dörtte birinden fazlası haczedilemez, başkasına devredilemez ve rehnedilemez. Ancak, işçinin bakmakla yükümlü olduğu aile bireyleri için hâkim tarafından takdir edilecek miktar, bu orana dahil değildir. Nafaka alacaklılarının hakları saklıdır.

Gelecekteki ücret alacaklarının devredilmesi veya rehnedilmesi geçersizdir.”

Gerekçesi: “818 sayılı Borçlar Kanununda yer verilmeyen, “4. Ücret alacağının devri ve rehnedilmesi” kenar başlıklı yeni bir maddedir.

…Maddenin birinci fıkrasına göre, …aynı düzenlemeye, 4857 sayılı İş Kanununun “Ücretin saklı kısmı” kenar başlıklı 35 inci maddesinde de yer verilmiştir. Tasarının 409 uncu maddesi, “Ücretin korunması” kenar başlıklı 406 ncı maddesinin tamamlayıcısı niteliğindedir…”

(Kanunda m.410 olmuştur)

149- 818 S.K.’da yer verilmemiştir.

YBK m.411: “İşçi, sözleşme gereğince parça başına veya götürü olarak çalışmayı üstlendiği takdirde işveren, her işin başlamasından önce ona ödenecek birim ücretini bildirmekle yükümlüdür.

Bu bildirimi yapmayan işveren, aynı veya benzer bir iş için belirlenmiş olan birim ücretini ödemekle yükümlüdür.”

Gerekçesi: “818 sayılı Borçlar Kanununda yer verilmeyen, “b. Birim ücreti” kenar başlıklı yeni bir maddedir.

…Maddenin ikinci fıkrasında, … işveren işin başlamasından önce işçiye birim ücretini bildirmemişse, aynı veya benzer bir iş için belirlenmiş olan birim ücret esas alınacak ve işçiye ödenecektir…”

(Kanunda m.412 olmuştur)

150- 818 S.K.’da yer verilmemiştir.

YBK m.413: “İşveren, işin görülmesinin gerektirdiği her türlü harcama ile işçiyi işyeri dışında çalıştırdığı takdirde, geçimi için zorunlu olan harcamaları da ödemekle yükümlüdür.

Yazılı olarak yapılmış bir hizmet veya toplu iş sözleşmesinde, bizzat işçi tarafından karşılanması kararlaştırılan harcamaların, işçiye götürü biçimde günlük, haftalık veya aylık olarak ödenmesi öngörülebilir. Ancak bu ödeme, zorunlu harcamaları karşılayacak miktardan az olamaz.

Zorunlu harcamaların kısmen veya tamamen işçi tarafından bizzat karşılanmasına ilişkin anlaşmalar geçersizdir.”

Gerekçesi: “818 sayılı Borçlar Kanununda yer verilmeyen, “III. Giderler / 1. Genel olarak” kenar başlıklı yeni bir maddedir.

…Maddenin ikinci fıkrasında,… yazılı anlaşmada, böyle bir ödeme kararlaştırılmışsa, işçi tarafından meselâ, işyerine gidiş-dönüş, yemek, konaklama ve buna benzer amaçlarla yapılmış olan harcamaların, işverence, duruma göre her gün, her hafta veya her ay itibarıyla hesaplanacak tutarının da ödenmesi gerekecektir. Ancak, fıkra uyarınca işveren, “götürü biçimde” ödemeyi üstlendiği bu tür harcamaların, işçi tarafından fiilen yapılmadığını ileri sürerek bunları ödemekten kaçınamayacaktır…”

(Kanunda m.414 olmuştur)