Mesajı Okuyun
Old 30-12-2012, 00:01   #8
baruter

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan armegedon23

İptal kararının tebliğinden itibaren 60 günlük tam yargı davası açma süresinin kaçırılması halinde idarece iptal edilen işleme dayalı tahsil edilmiş ve uzun süre idare nezdinde tutulan bedellere ilişkin tazminat istenmesi imkanı varmıdır. İYUK madde 12: "İdareye başvuru hakkı saklıdır" denilmiştir. İptal kararları sonrası tahsil edilen tüm miktarlar iade edilmiş ve kararların tebliğinden itibaren 60 günlük süre geçmiş ise tekrar idareye başvuru yaparak arada geçen zaman nedeniyle uğranılan zararın tazmininin talep edilmesi halinde mevcut durumda bir değişiklik olurmu?Konu başlığı nedeniyle sorumu buraya taşıdım. Fikir paylaşan arkadaşlara tşk ederim.Kolay gelsin.Saygılarımla...

T.C.
AYDIN
BÖLGE İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO:2007/...
KARAR NO:2008/...

İTİRAZ EDEN (DAVACI) :
KARŞI TARAF (DAVALI) :
İSTEMİN ÖZETİ : Davacı adına kesilen 9.000-YTL idari para cezasının Muğla İdare Mahkemesi'nin 31.03.2005 gün ve E:2005/553, K:2005/200 sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine, davacı tarafından maaşından kesinti yoluyla tahsil edilen ve iptal kararı üzerine iade edilen 5.967,80-YTL'den dolayı 5.000-YTL faiz ödenmesi istemiyle açılan davada; tazminat hükmedilmesine özgü koşulların bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin Muğla 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 19.2.2006 tarih ve E:2006/92; K:2006/3253 sayılı kararın; maaşından kesinti yapılan dönemler boyunca parayı kullanamamaktan dolayı maddi ve manevi zarara uğradığı ve kesilen paralar için faiz işletilmesi gerektiği ileri sürülerek itirazen incelenip bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Aydın Bölge İdare Mahkemesi'nce işin gereği görüşüldü:
İstem davacının 5.000-YTL faiz ödenmesi istemiyle açılan davanın reddine ilişkin Muğla 1. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ilişkindir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 24. maddesinde; kararlarda, davacının ileri sürdüğü olayların ve dayandığı hukuki sebeplerin özeti istem sonucu ile davalının savunmasının özetinin bulunacağı hükmü yer almış olup, kararda davacı iddialarına yer verilmediği, diğer taraftan, dava faiz ödenmesi istemiyle açılmış olmakla birlikte, tazminat istemi şeklinde hüküm kurulduğu anlaşıldığından, kararda bu yönüyle hukuki isabet bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığın esasına gelince;
Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Faiz, konusu para olan borçlarda, alacaklının bu paradan mahrum kaldığı süre içinde uğrayacağı kayıpların, başka bir anlatımla bu paranın kullanılamamasından dolayı yoksun kalınan kazancın karşılığıdır. Bu kaybın veya yoksun kalınan kazancın idareden istenebilmesi için idarenin hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkelerine göre sorumlu tutulabilmesi gerekir. İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek içinse, bir zararın mevcut olması ve bu zararın idari bir işlem veya eylemden meydana gelmesi, diğer bir deyişle, oluşan zararla idari işlem ve eylem arasında illiyet bağının kurulabilmesi gerekmektedir.

Hukuk devletlerinde, devletin hukuka aykırı işlemler nedeniyle meydana gelecek zararın faiz ya da başka bir ad altında ödenecek tazminatla karşılanabilmesi için, açık yasa hükmü aranması düşünülemez. İdarenin hukuka aykırı işlem ve eylemlerinin hizmet kusuru oluşturacağı ve bu işlem ve eylemlerden doğan zararların, idare tarafından, kusurlu sorumluluk esaslarına göre tazmin edileceği, Danıştay’ın öteden beri istikrarlı biçimde uygulanagelen içtihadıdır. Anılan içtihad karşısında, hizmet kusuru oluşturacak hukuka aykırı işlemlerden doğan zararların, işlemi yapan idare tarafından karşılanması, açıklanan anayasal kuralın ve Hukuk Devleti İlkesinin gereğidir.
Dosyanın ve 10.04.2008 tarihli ara kararımız üzerine gönderilen Muğla 1. İdare Mahkemesi'ne ait E:2005/553 sayılı dosyanın birlikte incelenmesinden; Muğla ili, Ula ilçesi, Kızılkaya Köyü Köy civarı mevkiinde bulunan yapıya ilave edilen 2. kat nedeniyle 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca davacıya 09.12.1999 tarih ve 135 sayılı işlemle 9.000-YTL idari para cezası verildiği, bu cezanın 5.967,80-YTL'sinin davacının maaşından kesinti yoluyla tahsil edildiği, para cezasına karşı açılan dava sonucunda Muğla 1. İdare Mahkemesi'nin 31.03.2005 gün ve E:2005/553, K:2005/200 sayılı kararı ile iptal edildiği ve bu kararın Danıştay Altıncı Dairesi'nin 10.10.2007 gün ve E:2005/6911, K:2007/5577 sayılı kararı ile onandığı anlaşılmaktadır.
İptal kararları geçmişe etkili olup, işlemin tesis tarihindeki hukuki durumun yeniden kurulması sonucunu doğurur. İdari işlemler, yürütmenin durdurulması veya iptal kararı verilmediği sürece uygulanabilir ise de, idarenin iptal edilebileceğini dikkate alarak uygulamama seçeneği vardır. İşlemin tesis tarihi ile iptal kararı arasında geçen sürede yapılan uygulamalar nedeniyle idarenin hukuki sorumluluğunun devam ettiğinde kuşkuya yer yoktur.
Davacı adına tesis edilen idari para cezasına ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğu yargı kararı ile tespit edildiğinden, işlemin uygulanması esnasında davacıdan tahsil edilen tutar nedeniyle davacının belirli bir paradan hukuka aykırı olarak yoksun bırakıldığı sabittir. Her ne kadar davacıdan tahsil edilen tutar davacıya ödenmiş ise de, bu durumun, davacının parayı ödediği tarihten paranın iade edildiği tarihe kadar geçen süreler için ekonomik bir değerden yoksun kalması nedeniyle uğradığı kayıpları karşılamayacağı sabittir.
Bu nedenle, istemle bağlı kalınarak 5.000-YTL'yi aşmamak kaydıyla davacıdan yapılan kesinti tarihleri ile davacıya yapılan ödeme tarihleri arasındaki süreler için hesaplanacak yasal faizin davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davacı itirazının kabulü ile Muğla 1. İdare Mahkemesi’nin 19.2.2006 tarih ve E:2006/92; K:2006/3253 sayılı kararının bozulmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45/4. maddesi uyarınca işin esasına geçilerek davanın kabulüne, istemle bağlı kalınarak 5.000-YTL'yi aşmamak kaydıyla davacıdan yapılan kesinti tarihleri ile davacıya yapılan ödeme tarihleri arasındaki süreler için hesaplanacak yasal faizin davacıya ödenmesine, aşağıda dökümü gösterilen 77,30-YTL yargılama giderinin davalı idareden alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan 67,50-YTL karar harcının ve posta ücretinden artan kısmın istemi halinde davacıya iadesine, Muğla 1. İdare Mahkemesi'nin E:2005/553 sayılı dosyasının işi bittiğinden Mahkemesine iadesine, 15 gün içinde Mahkememizden karar düzeltme isteme yolu açık olmak üzere 21.05.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
AYDIN
BÖLGE İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO:2008/
KARAR NO:2009/

İTİRAZ EDEN (DAVACI) :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF (DAVALI) :

İSTEMİN ÖZETİ : Aydın 82. Yıl Devlet Hastanesi'nde tabip olarak görev yapan davacının, 2004 yılı 1. ve 2. dönem ile 2005 1. dönem ikramiyesinin ödenmesi talebinin reddine ve 2005 yılı 1. dönem ikramiyesinin 6 ya bölünmesiyle elde edilecek bir aylık tutarın fark tazminatı hesabında dikkate alınmaması yönündeki 27.01.2006 gün ve 0689 sayılı kesin olmayan davalı idare (ret) işleminin; Nisan 2004' te aday memur olarak göreve başlamasından itibaren hak ettiği ikramiyelerin asaletinin tasdikinden sonra ödenmesi gerektiği ve 2005 yılı 1. dönem ikramiyesinin 6 ya bölünmesiyle elde edilecek bir aylık tutarın fark tazminatı hesabında dikkate alınması gerekirken hesaba katılmaması sebebiyle yoksun kalınan 488,70 YTL lik tutarın da ödenmesi gerektiği iddialarıyla iptali ile söz konusu dönemlere ait toplam brüt 1.099,70 YTL ikramiye tutarının ve fark tazminatının ödenmesinde hesaba katılmak suretiyle ödenmesi gerektiği iddia edilen brüt 488,70 YTL' lik tutar olmak üzere toplam 1.588,40 YTL' nin idareye müracaat tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan davada; davanın 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun mülga 17/III. maddesi uyarınca kurum personeline yapılan ikramiye ödemelerine ilişkin kısmı hakkındaki idari başvurunun; aday memurların ikramiye ödemelerinin asalet tasdikinden sonraki bir dönemde ve fakat hangi zamanlarda ödeneceğine ilişkin genel bir düzenleyici işlem veya genel esas bulunmadığı gözönüne alındığında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 10. maddesi kapsamında bir başvuru olarak değerlendirilmesi ve buna ilişkin davacı başvurusu üzerine açılan davanın bu kısmının süresinde kabul edilmesi gerektiği; davanın, fark tazminatının hesabında dikkate alınmak suretiyle ödenmesi gerektiği iddia edilen (2005 yılı 1. dönem ikramiyesi miktarındaki) fark tazminatı tutarına ilişkin tazminat talebine gelince; 19.02.2005 tarihinde devredilen hastane personeli için sonraki ilk maaş dönemi olan 15 Mart 2005 ten itibaren her ay eksik ödenen maaşla eksik fark tazminatının öğrenileceği, bu durumda davacının eksik ödendiğini iddia ettiği en son fark tazminatının 15 Ağustos 2005' te ödeneceği açık olduğundan bu tarihten itibaren 60 günlük sürenin başvuru yapılmaksızın ve dava açılmaksızın geçirilmesi sebebiyle açılan davanın fark tazminatı talebinin süre aşımı nedeniyle esasını inceleme imkanı bulunmadığı; bu durumda davacının asil memur olduktan sonra 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun mülga 17/III. maddesi uyarınca ödenmesi gereken 2004/I. 2004/II ve 2005/I. dönemine ilişkin ikramiyelerin ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ve 2005/I. dönemine ilişkin ikramiyenin 1/6' sının fark tazminatı hesabında dikkate alınmamasına ilişkin davalı idare işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davanın tazminat talebinin 1.099,70 YTL yönelik kısmının kabulüne, 488,70 YTL tutarındaki fark tazminatına ilişkin kısmının ise süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Aydın 1. İdare. Mahkemesi'nce tek hakimli olarak verilen 30.05.2008 gün ve E:2006/1014, K:2008/792 sayılı kararın; fark tazminat talebinin yasal ve süresinde olduğu, dava süresinin başvuruya verilen cevapla birlikte başlayacağı, Mahkemenin yasal faiz talebi konusunda karar vermediği ileri sürülerek aleyhe olan kısım yönünden itirazen incelenip bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Aydın Bölge İdare Mahkemesi'nce işin gereği görüşüldü:
İtiraz konusu kararın davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kısmında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığından bu kısım yönünden davacı itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacının yasal faiz istemine gelince;
2577 sayılı yasanın 45. maddesinde, Bölge İdare Mahkemelerine İdare ve Vergi Mahkemelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların itirazen incelemesini yapma görevi verilmiş, 4 numaralı fıkrasında "Bölge idare mahkemesi evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeter görürse veya itiraz sadece hukuki noktalara ilişkin ise veya itiraz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi halde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. (Ek cümle: 05/04/1990 - 3622/15 md.) Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan itirazı haklı bulduğu veya davaya görevsiz hakim tarafından bakılmış olması hallerinde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir, bölge idare mahkemesinin bu kararları kesindir." hükmü yer almıştır.
Maddede hükmünden, Bölge İdare Mahkemesinin işin esasına girerek karar verebilmesi için maddi olgular hakkında yeterli bilgi- belge olması yanında, mahkemece o konuda verilmiş itiraza tabi nihai bir karar bulunması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, ilk derece Mahkemesince karar verilmemiş bir konuda Bölge İdare Mahkemesinin işin esasına girerek karar vermesi, ilk derece mahkemesinin yerine geçme sonucu doğuracaktır. Bu nedenle böyle bir durumda kararın bozularak hüküm kurulmayan istem hakkında karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesi gerekir.
Dosyanın incelenmesinden; dava dilekçesinde davacının yasal faiz istemi de bulunduğu halde Mahkemece bu hususta karar verilmediği görüldüğünden, yasal faiz istemi hakkında karar verilmek üzere kararın kısmen bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; Aydın 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 30/05/2008 gün ve E: 2006/1014, K: 2008/792 sayılı kararın davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kısmına karşı yapılan itirazın reddi ile kararın anılan kısmının onanmasına, yasal faiz istemi yönünden bozulmasına, bozulan kısım yönünden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine iadesine, Mahkemesince hüküm altına alınacağından yargılama giderleri hakkında karar verilmesine gerek bulunmadığına, 15 gün içinde Mahkememizden karar düzeltme isteme yolu açık olmak üzere, 26/02/2009 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.