Mesajı Okuyun
Old 09-07-2012, 07:51   #13
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Sayın av.buğra,

Elimin hemen altında olan bir kararı paylaşıyorum.

16-17 HD'nin görüşü de bu yöndedir.

Kaldı ki, bir diğer adı "cebri icra hukuku" olan bir hukuk dalında, borçlunun üzerinin aranabildiği, eşyalarının satılıp paraya çevrildiği, belilrli durumlarda özgürlüğünden mahrum edilebildiği bir hukuk dalında, "haciz baskısı"nı bir kavramın gerçekleşmesinde engel olarak görmek ne kadar doğru olabilir?

Bu hukuk dalının amacı devlet zoruyla/baskısıyla borcun ifasının sağlanmasıdır.

Selam ve saygı ile...




[FONT='Georgia','serif']YARGITAY
8. CEZA DAİRESİ

Tarih : 03.12.1991

Esas No : 1991/11090
Karar No : 1991/11913

CEZAİ HÜKÜMLER
TAAHHÜDÜ İHLAL
HACİZ MAHALLİNDE YAPILAN TAAHHÜDÜ İHLAL

ÖZET
OLAYDA, ÖDEME EMRİ BORÇLU SANIĞA 14.12.1990 TARİHİNDE TEBLİĞ OLUNDUĞU, TAAHHÜDÜN 25.1.1991 TARİHİNDE HACİZ MAHALLİNDE YAPILDIĞI ANLAŞILDIĞINDAN ATILI SUÇUN TÜM UNSURLARI OLUŞMUŞTUR.

DAVA VE KARAR : Taahhüdü ihlalden sanık Eyüp'ün yapılan yargılanması sonunda; beraatine dair, ( Babaeski İcra Ceza Mahkemesi )nden verilen 9.8.1991 gün ve 84 esas, 146 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi müşteki vekili tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile 20.11.1991 günü Daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:

Ödeme emri borçlu-sanığa 14.12.1990 tarihinde tebliğ olunduğu, taahhüdün 25.1.1991 tarihinde haciz mahallinde yapıldığı, atılı suç tüm unsurlarıyla oluştuğu halde, İİK.nun 340. maddesinde yer alan ve İİK.nun 111. maddesi gereğince yapılan yasal taksitle karıştırılarak ve İcra Dairesi ibaresi de yanlış yorumlanarak yazılı şekilde karar verilmesi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, müşteki vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi ( BOZULMASINA ), 3.12.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
[/font]