Mesajı Okuyun
Old 06-03-2013, 09:44   #33
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Özge Çavuş
Durumu gereksiz bir polemiğe çevirmeden şunu söyleyeceğim sadece; hukuk pratiği teoriye hizmet eder ve hukuk teorisi de, özellikle devletin vatandaşlarına karşı sorumlulukları açısından evrenseldir. Türkiye de, eğer kendisinin sosyal bir hukuk devleti olduğu iddiasında ise, evrensel hukukun değerlerini korumak ve uygulamak durumundadır. Eğer bunu devlet kendi rızası ile yapmıyor ise, bu durumda bu evrensel değerleri savunmak ve olaylara sadece bir kanun metninin içindeki kelimelere sıkışmadan, daha geniş ve büyük bir perspektiften bakma görevi avukatlarındır. Bu ülkede böyle ezberi bozan kararlar hep bu bahsettiğim avukatların çabalarıyla alınmıştır. Benim olaylara baktığım nokta burasıdır.

Gelelim sorularınıza:

1. Husumet hem YÖK'e hem de vakıf üniversitesine yönlendirilebilir,dava açarken tek bir hasım gösterme zorunluluğu yok biliyorsunuz.

2. İdare hukuku ve devletin sorumluluğu anlamında, devletin gözetim ve denetim sorumluluğun olması ile bir kurumun devlete bağlı olması aynı şeylerdir.

İyi çalışmalar dilerim.
Farklı iki görüşün dile getirilmesinden dolayı neden polemik çıksın ki?

Siz olması gereken hukuktan söz ederken katılmamam elde değil iken, olan (pozitif) hukuktan söz edecek isek mevzuatı da bir yana bırakmamız mümkün değil.

Ancak mevzuata takılıp kalmamak, gelişmelere farklı bakış açılarıyla yaklaşmak da işaret ettiğiniz gibi hukukçuların üzerine düşen bir görevdir.

1- Husumetin YÖK'e de yöneltilip yöneltilemeyeceği hususu bu kapsamda tartışılabilir. Ancak
Alıntı:
...Nereden hangi yanlışı düzeltmeye başlayacağını şaşırıyor insan. Birincisi şu, olay ister devlet üniversitesinde, isterse vakıf üniversitesinde geçsin bu olayda idarenin kusuruna gidilir. Hatta YÖK'ün bile kusuruna gidilir, YÖK isterse daha sonradan rücu eder. Sizin nasıl gidileceğini bilmiyor olmanız, öyle bir imkanın olmadığı anlamına gelmez...
şeklindeki önceki mesajımda da alıntıladığım ifadeleriniz nedeniyle idari yargı konusunda kelamda bulunmuştum. Vakıf üniversitesi de olsa devlet üniversitesi de olsa idarenin sorumluluğuna gidilir diyerek "idarenin sorumluluğu"na atıf yapıp, sonrasında 'hatta' kelimesinin ardından "YÖK'ün bile kusuruna gidilir" demekle de YÖK'ü sorumluluğa dahil ediyorsunuz. Kısacası, YÖK'ün de sorumlu tutulmasıyla birlikte idari yargıdan bahsedilebilir ki siz bunu terditli olarak sunmuşsunuz.

2-İdare hukuku anlamında bir kurumun devletin gözetim ve denetim sorumluluğu altında bulunmasıyla devlete bağlı olması aynı şeyler değildir. Üniversiteler özerk kuruluşlardır ve devlete bağlı olmamakla birlikte devletin gözetimi ve denetimi söz konusu olmasına rağmen hiyerarşik bir durumdan söz edilemez.

Olması gereken hukuka atıfta bulunduğunuz için Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun "Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim" konulu 14.12.2009 tarihli raporunu incelemenin yararlı olacağını düşünüyorum.

Raporda, 1982 Anayasası öncesi ve sonrasına ait durum karşılaştırılarak, üniversitelerin özerkliğinin tehdit altında olduğuna işaret edilmiş, idarenin üniversiteler üzerinde YÖK aracılığıyla tahakküm kurma girişimlerinin sakıncalarına değinilmiştir.

O halde evrensel değerleri savunan avukatların bu durumlar karşısında olan hukuk/olması gereken hukuk açısından ezber bozması ve YÖK gibi totaliter ülkelerde sıklıkla rastlanan kurumlara karşı çıkması gerekir diye düşünüyorum.

bknz:http://www.tccb.gov.tr/ddk/ddk43.pdf

Saygılarımla..