Mesajı Okuyun
Old 07-11-2009, 12:02   #138
serhatçetin

 
Varsayılan Suçluluğu sabit olana dek "avukata saldıran" diye nitelenebilecek bir durum yoktur.

Suçluluğu sabit olana dek "avukata saldıran" diye nitelenebilecek bir durum yoktur!!!
Herkes gibi avukatlar da bir olay içerisinde "haksız, suçlu" olabilir.
Sayın meslektaşım her ne kadar "avukata saldıran biri savunulabilir mi" demiş olsa da "avukata saldırdığı zannıyla gözaltına alınmış birinin emniyet ifadesinden" bahsetmektedir. Dolayısıyla bu tarz bir durumda "ŞÜPHE'-Lİ" kişi için gerek emniyet aşamasında gerekse soruşturma ve kovuşturmanın her anında savunma yapılabilir.

Baroya bildirim yükümlülüğü söz konusu ise sonraki aşamalar göz önüne alındığında "bildirimin ilk fırsatta yapılması" gerekliyken bildirimin yapılamayacağı bir saatte emniyet ifadesi için savunmanlık yapan avukatın durumu istisna olarak görülmelidir. Maddi imkansızlık içerisinde baroya bildirim yükümlülüğünün ihlalinin baro tarafından bir müeyyideye bağlanabileceğini sanmıyorum. Kaldı ki emniyette halen "masumiyet karinesine" dayanan şüpheliye savunmanlık yapılamayacağını kabul etmek bu kişinin "savunma hakkının ihlali" anlamına gelir.
Avukatlar kanun anlamında profesyonel olanlardır. Şahsen benim şikayetçi olduğum bir anda şikayet ettiğim kişiyi savunan sayın meslektaşıma karşı hiçbir husumet gütmem söz konusu olamaz. Hatta ertesi gün baro odasında karşılaşsam önceki günden simasını hatırladığım için selamlaşır öyle geçerim.
Olayın ne şekilde gerçekleştiğini ancak olayın içerisinde yer alan şikayetçi şüpheli ve görgü tanıkları bilebilir. Eğer meslektaşım da müvekkilinden duyduklarını gerçeğe aykırı bir kurgulama içerisine girmeden aktarıyorsa (hatta gerçeğe aykırı bir anlatım varsa ve bunu bilmiyorsa dahi) meslek kural ve etiğine zarar vermemiştir.
Bu savunmanın meslek etiğine aykırı olduğunu söyleyen değerli meslektaşlarıma gelince : Avukatlar,hakimler,savcılar veya herhangi bir meslek grubunun "Doğrucu Davut" olarak addedilemeyeceğini ve kimi zaman yalan söyleyebileceğini , kimi zaman iftira atabileceğini, kimi zaman adam öldürebileceğini, daha önce bu tarz olayların yaşanmış olduğunu hatırlatıyorum.

Bu durumda ben de şöyle bir soru gündeme getiriyorum :

Bir avukat başka bir avukata gece saat 23.00'te bir saldırı gerçekleştirse örneğin (olmaz ya !) elindeki çeki gaspetse karşılıklı yaralama,hakaret vs fiiller içerisine girseler ve emniyet güçleri de bu olaya dair ifadelerini almak istese, her şekilde yalnız başlarına ifade vermek zorunda mı kalacaklardır? Niçin ? Çünkü avukata karşı savunma yapılması etik değildir?

Ya da diğer bir öneri; Baro görevli nöbetçi tayin etsin? Bu gibi durumlar için geceleri barolarda nöbetçi temsilci beklesin? Ya da diğer bir öneri ; bu gibi durumlarda Baroya bildirim yükümlülüğünün esnetilmiş bir versiyonu olarak "Karakola bildirim" yapılsın, karakol bunu ertesi gün mesai saatleri başlayınca ivedilikle baroya iletsin? Sonuçta bu bir izin değildir, sadece bir bildirimdir? Meslek kurallarından HİÇBİR TAVİZ VERMEDEN kanunda yazılı olduğu şekle uygun olarak, avukata karşı savunma yapmadan önce baroya bildirim yükümlülüğünü de ihlal etmeden işimizi yapmış oluruz?

Avukatlara yapılan her türlü saldırıya karşı olduğumu ancak "savunma hakkının kutsallığı" ve "masumiyet karinesinin" de çiğnenmemesi gerektiğini savunduğumu bilmenizi isterim. Kaldı ki meslek hayatının başında bir Stj. Av. olarak ileride nelerle karşılaşabileceğimi bilmiyorum ve henüz böyle bir durumla karşı karşıya kalmadan objektif olarak görüş bildiriyorum.