Mesajı Okuyun
Old 20-09-2011, 21:36   #3
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan seflek
Gerçek kişi, bağlı bulunduğu meslek odasına hitaben yazdığı dilekçede, odanın üyelerine karşı görevlerini yerine getirmediği serzenişlerinden sonra eleştiri sınırlarını aşan beyanlarda bulunuyor.Meslek odası yönetim kurulu üyeleri (5 gerçek kişi) dilekçeyle hakaret nedeniyle suç duyurusunda bulunuyor. Ayrıca manevi tazminat davası açıyorlar. Savcılık iddianame hazırlayarak ceza yargılamasını başlatıyor.

1. Ceza yargılaması yönünden; Bu suçun mağduru olarak yönetim kurulu üyeleri gösteriliyor. (Zaten yasanın lafzı gereği tüzel kişiler bu suçun mağduru olamıyor.)

2. Manevi tazminat (hukuk) davasında da yine gerçek kişi yönetim kurulu üyeleri davacıdır.

Doğrudan tüzel kişiliğe (Bursa ... Odasına başlığıyla) kaleme alınmış, içeriğinde eleştiri sınırını aşan ifadelerin (üyelerinin haklarını koruyup gözetmeyen .... Odası dalalet ve hıyanet içindedir.. gibi ifadeler) dışında yöneticilerini yahut üyelerini doğrudan ya da illiyet bağı kurulabilir yakınlıkta hedef almayan bu dilekçe nedeniyle Oda Yönetim Kurulu üyelerinin şahsiyet haklarının ihlal edildiğini düşünmüyorum. Bu nedenle gerek manevi tazminat davası açmak ve gerekse suç duyurusunda bulunmak haklarının olmadığı kanaatindeyim.

Bu kanaatimi pekiştirmek için yaptığım araştırmada doğrudan bir emsal de bulamadım.

Bence sorun; "... Odasına hitaben yazılan dilekçedeki ifadelerin doğrudan yönetim kurulu üyelerini hedef aldığı kabul edilebilir mi?" noktasında düğümleniyor.

Sayın meslektaşlarımın bu konudaki tecrübe ve bilgilerini paylaşmaları ümidiyle...
Selamlar.

Av. Cem ŞEFLEK

Sayın Meslektaşım,

Ben de, hakaret suçunun oluşmadığı ve manevi tazminat gerektirir bir durum bulunmadığı "ilk intibaına" ulaştım. Zira, bir meslek odasını, yönetim kurulu idare etmektedir, duvarlar eleştirilecek değildir ya, yönetim kurulunun politikalarını eleştirmek ve bunların "genel olarak yanlış olduğunu" sert cümlelerle dahi olsa ifade etmek suç değildir.

Ancak, verdiğiniz bilgiler yeterli değil ve sağlam bir kanaate ulaşmamızı engelliyor. O açıdan şu madde, sizin olayınızı çözümleyecek maddedir. Sözlerin içeriği belli bir ağırlıkta ve mağdur da belirlenebiliyorsa, fiil ceza hukukunun kara sularına girebilir.

Saygılarımla.

Alıntı:
Yazan Türk Ceza Kanunu

MAĞDURUN BELİRLENMESİ
Madde 126 - (1) Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.