Mesajı Okuyun
Old 19-10-2010, 17:01   #31
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Sayın Ergin, sanıldığının aksine teorikle pratiği birbirinden ayıramayız. Özellikle söz konusu olan hukuksa ise bu zaten mümkün olmamalı. Çünkü hukukçu gerekçeli düşünür gerekçeli yazar. İşte bu "gerekçe" dediğimiz şey, sadece emsal yargıtay kararlarını değil; teoriyi dediğimiz şeyi de kapsar. Zira MK.m. 1 de bu husus vurgulanmıştır.

"Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.
Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.
Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır."

Sayın Koray,

Sanırım yanlış anlattım. Yukarıdaki mesajı siz yazdığınız için ciddiye aldım. Benim ilk mesajım şu idi:

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Şu anda aynı şekilde bir davamız var. Davalılardan birisine ulaşamadığımız için onun hakkındaki davayı "atiye terk ettik". Üstünden 3-4 duruşma geçti. Dava derdest.

Yani, pratik ve ekonomik yolu seçmişim. Teoriyi bilmeden bunu yapmak, mümkün mü?

Cevap verdiğiniz mesajımın ilgili kısmını yine alıntılamak istiyorum:

Alıntı:
Önce soruyu doğru anlamaya çalışıyorum. Sonra da kendisi için en pratik hukuki bilgi neyse onu yazıyorum(bildiğim kadarıyla). Teorik tartışmaya girilmesi gerekiyorsa onu da yaptığımız oluyor. Ancak Sayın M.Erdoğan ve(sanırım) B.S.Akpunar'ın güzel bir önerisi vardı. Bir alan daha açılsın. Orada işin sadece teorik tarafı tartışılsın, denilmişti. Öyle bir alan olursa, ona da katkı sunabilirim


Benim burada anlatmak istediğim, Sayın M.Erdoğan ve Akpunar'ın önerisini anımsatmaktı. O öneride sadece teori tartışılacaktı(Dolayısıyla az sayıda katılımcı olacaktı). Meslektaş Soruları alanında ise soru sahibi davasına en pratik cevabı aramaktadır. Bu nedenle, doğrudan soruya yanıt verilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Detaya girersek, bu forum gibi konu dallanıp budaklanmaktadır. Bu forumu yeni okuyan bir genç meslektaşımız, neyi tartıştığımızı bile anlamayacaktır. Zaten siz de "fazladan" olduğunu belirtmişsiniz. Kısaca, yapılan tartışmadan sonra dahi soruya cevap verildiğini sanmıyorum.

Soru sahibi "feragat" edeceğini yazmış ama, ben öyle yapmaması gerektiğini "davayı atiye terk etmesinin" daha iyi olacağını yazmışım. Sayın Öksüz ve Dikici ise, bunun tek taraflı olarak mümkün olmadığını ısrar ve inatla yazmalarına rağmen, hakimin bu durumda nasıl karar vereceğini yazmamaktadır. Bütün mesajları yeniden okudum, bu konuda ikisinin de bir yanıtı yok. Kendileri benim çok "net" sorduğum bu soruya yanıt vermedikleri için(belki de bu sorunun cevabı yok) , ben de onların sorularını pas geçtim. Eğer siz de onlar gibi düşünüyorsanız, sizin cevabınızı da merak ederim.