Mesajı Okuyun
Old 25-12-2011, 14:44   #305
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
...Buradaki değerlendirme tek taraflı olarak Davacı alacaklının konumu , pozisyonu ve koşulları esas alınmak suretiyle yapılacaktır. Hükümde yer alan “kendisinden beklenemeyeceği...” cümlesinden bunu anlamak mümkündür. Genel bir standart veya ortalama bir algı esas alınmış olsaydı her halde davacının pozisyonuna vurgu da yapılmazdı, kanaatindeyim. Dolayısıyla bu noktada alacak miktarı, Davacının bulunduğu hal ve şartlara göre ve davacının algısı, zekası ve eğitimi gibi özel durumları da gözetilmek suretiyle hakim tarafından değerlendirilmeli, davanın açıldığı tarihte alacak miktar veya değeri davacının konumu itibariyle “tam” ve “kesin” olarak belirlenemeyecek durumda ise, belirsiz alacak davasının olduğu kabul edilmelidir.

...Örneğin okuryazar bir işçi, maaşını bilir ve kaç aylık maaşını almadıysa basit dört işlem sonucu toplam alacak miktarını belirleyebilirken okuryazar olmayan ve işini yapmaya engel teşkil etmeyecek derecede biraz zeka geriliği de bulunan bir işçinin dört işlemi bile yapamaması bazı hallerde mümkün olabilecektir...

Orantılı adalete göre düzenleme yapılmıştır gibi mi yani

Bu değerlendirme baz alındığında ülkemiz şartlarında "belirsiz alacak" davasının çok geniş uygulama alanı bulabileceği kanaatindeyim.

Tacirler açısından sorun yok tabii; onlar kanundan dolayı "zeki" olmak zorunda

Bir soru: davacı dahiyse "belirsiz alacak davası" ikame etmesi mümkün değildir de diyebilir miyiz üstadım Ya da dahi olduğuna göre "belirsiz alacak davası açma" kriterlerine uygun davranabilecektir muhakkak ve bu durumda her halükarda "belirsiz alacak davası açabilir" de diyebilir miyiz

Saygılar...