Mesajı Okuyun
Old 13-06-2007, 11:25   #2
Av.Selim Balku

 
Varsayılan Hakim ve Savcı olabilme üzerine...

Bugüne kadar Hakimlik-savcılık sınavına hiç girmediğim halde konunun ucu, yargı dünyasındaki yerimden dolayı, dokunduğundan mütevellit görüş bildiriyorum...

Anayasa Mahkemesinin kararından sonra daha iyi anlaşıldı ki tarafsız bir makama gelebilmek için taraflı mülakat kurulundan onay almak gerekmekteydi. Gerçi yeni oluşturulan kurulun eski kuruldan ne farkı var tam olarak anlamış değilim.

İçinde Adalet Bakanı Müsteşarının bulunduğu tüm kurullara ister istemez ön yargılı bakmaktan alamıyorum kendimi...

Şuan ki hakimlerin ve savcıların, referanslı(!) mülakatlardan geçtikleri için tarafsız olamayacaklarını söylemiyorum, samimi olarak belirtmeliyim ki gerek hakimlerimiz gerek savcılarımız bu şartlar altında mesleklerini layıkıyla yapmaktadırlar ama sonuç ortadadır ki şimdiye kadar adil olmayan bir süreçten geçerek bu mertebeye gelmişlerdir...

Geçmiş dönemde olduğu gibi mülakatın kapsamı haberdeki alıntaladığım gibi değil miydi?

Alıntı:
MÜLAKATIN KAPSAMI
Mülakatta, hakim ya da savcı adayının yazılı sınava tabi olduğu konulardaki bilgisi ölçülecek ve ayrıca yetenek, kültür ve çağdaş yaşam anlayışı, muhakeme, ifade ve bir konuyu kavrayıp özetleme yeteneğiyle genel davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu ve liyakati açısından değerlendirilecek. Adayın dış görünüşü itibariyle yadırganacak bir halinin bulunup bulunmadığı da mülakatla tespit edilecek.
Mülakat 100 tam puan üzerinden yapılacak ve alan bilgisi düzeyi 50 puan, yetenek, kültür ve çağdaş yaşam anlayışı; muhakeme gücü; bir konuyu kavrayıp özetleme ve ifade etme yeteneği; genel davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu ve liyakati ve dış görünüşü itibarıyla yadırganacak bir halinin bulunup bulunmadığı 10'ar puan üzerinden değerlendirilecek.

İstisnalar hariç olmak üzere kaç hakim ve savcımıza mülakatta formaliteden uzak bir şekilde hukuk bilgisi ölçülmüştür, kaç hakim savcımızın, davranış ve tepkileriyle mesleğe uygunluğu gerçekten incelenmiştir.

Sırası gelmişken elinde hukuk diploması olup, sınavdan belli bir aşamayı geçen birinin hukuki bilgisi neden ölçülmekte, kuruldaki şahısların uzmanlık alanımıdır ki dış görünüşü, davranış ve tepkileri hakkında karar verebiliyorlar, eğer gerçekten bu konu bu kadar mühimse neden uzman doktorlar, rehberler yok...

İyimser olarak bakmak gerekirse Türk Hukuk Sistemin, tüm mesupları içselleştirdiği hukuk kültürüyle, yüreklerinde barındırdığı adalet duygularıyla büyük sorunları haledebilmekte ama bu sistem nereye kadar ve daha ne kadar ilerleyebilecek...

Bu konuda benden ziyade yazılı sınavdan sonra referans arama telaşıyla, kapı kapı dolaşan hakim ve savcılarımız yazmalıydı belki ya da 80-90 alıp mülakattan elenen arkadaşlar tepki vermeliydi, ama Adalet bakanlığın binasında müsteşarının başkan olduğu bir kurula bağlı yargı mensupları ne derece bağımsız ki buradan tepki versin emin değilim...

Bu kadar yazdıktan sonra hakimlik savcılık sınavı ile ilgili çözüm önerimi sunuyorum:

Sınav iki aşamalı olmalı, ilk aşama, sağlık aşaması - mesleği yapmaya bedenen ve ruhen elverişlidir uzman raporu-

İkinci aşama Hukuk Bilgi ve kültürünü ölçmeye yetecek yazılı sınav... (test, yazılı ve görsel anlatım)

Barajı geçenler başka bir mülakata gerek kalmaksızın seçilmelidir...

Herkese saygılarımı sunuyorum...