Mesajı Okuyun
Old 24-01-2018, 08:39   #3
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Öncelikle bu davada, kabul beyanınız ile birlikte artık Mahkemenin kabule göre hüküm kurması gerekir. Davacının bilirkişi incelemesi yapılması yönündeki talebi usul ve yasaya aykırı olmuştur, Mahkemece de kabul edilmemelidir.

Burada anladığım kadarı ile tartışma konusu yaratacak konu davacı vekilinin, ilam vekalet ücretidir.

HMK m.312 , Avukatlık Kanununun ücrete ilişkin hükümleri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi, konu ile ilişkilendirilebilecek düzenlemeleri içerir. Ancak benim düşünceme göre, hiçbirisinde bu tartışmayı giderecek net bir düzenleme yoktur.

Aslında ortalığı karıştıran da HMK m.312'deki "davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerine hükmolunur.." kısmıdır. Çünkü aleyhe hüküm verilse idi keşifler yapılmış, değer yükselmiş, davacı tarafından harç tamamlanmış ve ona göre vekalet ücretine hükmolunmuş olacaktı.

Bir yandan da Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesindeki "ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin" ibaresi kıstas alınarak yorum yoluna gidilebilir ve bu durumda kabul beyanının sunulduğu tarihteki dava değeri hesaplamaya esas alınabilir.

Netice olarak;

* Kabulünüz, karşı yanın kabulüne bağlı olmadığına göre,
* Dava değeri 2.000-TL gösterildiğine göre,
* Ön inceleme öncesi dava tarafınızca kabul edildiğine göre,

Mahkemece başkaca bir araştırma yapılmaksızın, dava değerinin yarısı kadar ve maktu vekalet ücretinin altına düşmeyecek + dava değerinin de üzerinde olmayacak şekilde vekalet ücretine hükmolunması gerekir düşüncesindeyim.

Ayrıca aşağıdaki Yargıtay kararları işinize yarayabilir.

T.C. YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/11201 K. 2015/1541
T. 2.3.2015

DAVA : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

KARAR : Kadastro sonucu ..... Mahallesi çalışma alanında bulunan temyize konu 157 ada 1, 158 ada 23, 159 ada 1, 160 ada 6, 11 ve 161 ada 16 parsel sayılı 756.70, 445.81, 452.43, 424.40, 3.692.77 ve 70.49 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle eşit olarak davalılar ... ve ... adlarına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar, çekişmeli taşınmazların ortak muris ....'den intikal ettiği ve taksim edilmediğini ileri sürerek dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında ....... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin (kapatılan) 2010/88 Esas, 2010/80 Karar sayılı veraset ilamında gösterilen .... mirasçıları adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ile yargılama giderleri yönünden davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

SONUÇ : Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; keşifte belirlenen değer üzerinden eksik harç tamamlatılmadığına göre davacılar lehine dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden harç ve vekalet ücreti belirlenmesi gerekirken, keşifte belirlenen değer üzerinden davalı aleyhine harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olduğu gibi, davaya cevap süresi içerisinde davalı ..... tarafından dava kabul edilmiş olup, adı geçen davalı davanın açılmasına da sebebiyet vermediğinden 6100 Sayılı HMK'nın 312/2. maddesindeki “davalı, davanın açılmasına kendi hal ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmez” şeklindeki yasal düzenleme karşısında davalı aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek hükümde adı geçen davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması da isabetsiz olup, davalıların temyiz itirazları açıklanan sebeplerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 02.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



T.C.YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/12596 K. 2013/15497
T. 8.11.2013


...

Ancak, somut olayda, davacı çekişme konusu taşınmazı davalılara bedelsiz devrettiğini iddia etmiş, davalı ... davacı iddialarının doğru olduğunu belirterek davayı kabul etmiş, diğer davalılar da başka bir mahkemede görülmekte olan davada, yukarda açıklandığı şeklide eldeki davaya konu taşınmazın kendi miras bırakanları ...'ye devredilmesinin diğer mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu beyan etmişlerdir. Anılan bu beyanın maddi vakayı kabul anlamına geldiğinde kuşku yoktur.

Öyleyse, davacının çekişme konusu taşınmazı davalıların murisi kızı ...'ye temlikinin de muvazaalı olduğunun kabulü gerekir.

Hal böyle olunca; davalılar ... aleyhine açılan davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere anılan davalılar bakımından davanın reddi doğru değildir.

Kabulü göre de, dava dilekçesinde belirtilen dava değeri üzerinden davaya konu taşınmazın ½ payının davalı ...'e temlik edildiği ve davalı ...'in delillerin toplanmasına dair mahkeme ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce davayı kabul ettiği gözetilerek harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınması gerekirken anılan husus dikkate alınmadan davalı ...'in fazla harç ve avukatlık parasından sorumlu tutulması da isabetsizdir.

SONUÇ : Davacının ve davalı ...'in bu yönlere dair temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 Sayılı Kanun'un geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 Sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene iadesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davacı vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının diğer temyiz edenden alınmasına, 08.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.