Mesajı Okuyun
Old 23-02-2011, 14:26   #28
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Aşağıdaki kararda koca ölse de, kadının taşınmazın aile konutu olduğunun tespitinde hukuki yararı bulunduğu yönünde. Yani mahkeme, ölüm ile evlilik birliği sona ermiştir aile konutu da artık yoktur diyemez.

Kocadan kalan taşınmazların ortaklığının giderilmesine ilişkin açılan dava, hayatta kalan eşi bu davayı açmaya itiyor.

TMK.240 ve 256. maddelerindeki hakları kullanabilmek için..Ama kullanır ama kullanmaz.

Sorudaki olayda davanın usul ve esas yönünden doğru olarak devam ettiğini düşünüyorum.

"İpotek kurulurken evin aile konutu vasfı taşıyıp taşımadığı ve buna bağlı olarak eşin rızası alınmadan yapılan işlemin sakat olduğu, koca ölmüş olsa da, davada hukuki yarar olduğundan yargılamanın devamı gerekir. Koca ölse de yapılan ipotek sakattır ve sakat bir işleme hukuk düzeni sonuç bağlayamaz."
Alıntı:
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi

Esas No: 2008/12535 Karar No: 2008/14964 Karar Tarihi: 12.11.2008

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin eşinin 02.12.2005 tarihinde vefat ettiğini, 3/4 hissesi mirasbırakan H.. adına kayıtlı olan Ö.. Ü.. köyündeki 1230 parsel sayılı taşınmazdaki meskenin aile konutu olduğunu, ölen eşinin diğer mirasçıları tarafından bu payla ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, bu konuttan çıkarıldığı taktirde mağdur olacağını ileri sürerek, konutun aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş;

Mahkemece; Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi gereğince meskenin aile konutu olduğunun tespitinin istenebilmesi için, eşlerin her ikisinin de sağ olması gerektiği, eşlerden birinin ölümü halinde Türk Medeni Kanunu’nun 240. maddesi gereğince dava açılmasının mümkün olduğundan bahisle, istek reddedilmiştir.

Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. (HUMK. m.76) Somut olayda davacı, 1/4 payı kendisine, 3/4 payı da ölen eşine ait olan konutun, aile konutu olduğunun tespitini istemiştir. Davacının, Türk Medeni Kanunu’nun 240. ve 652. maddelerinin kendisine tanıdığı hakları kullanabilmesi için, böyle bir tespit kararı istemekte hukuki yararı mevcuttur. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların tüm delillerini toplayıp, gerektiğinde keşif de yapılıp, bu konutun aile konutu olup olmadığını tespit etmekten ibarettir. Açıklanan husus üzerinde durulmadan yasal olmayan gerekçe ile isteğin reddi doğru bulunmamıştır.

Sonuç: Temyiz edilen kararın yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.11.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sevgi ve selamlarımla,