sayın üstad; şu karar izlemeniz gereken yol konusunda size bilgi verecektir. Ancak en azından karşı tarafı bilmeniz gerekecektir ve umarım bu da şerhten anlaşılmaktadır. Saygı ile..
T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/116
K. 2003/729
T. 22.1.2003
• İHTİYATİ TEDBİR (Tapu Kaydındaki İhtiyati Tedbirin İptali İstemi)
• YETKİLİ MAHKEME (Tapudaki İhtiyati Tedbir Şerhinin Kaldırılması Davalarında Yetkili Mahkemenin Taşınmazın Bulunduğu Yer Mahkemesi Olması)
• TAPU KAYDINA TEDBİR KONULMASI (Davanın Sonuçlanması Karşısında Şerhin Yasal Geçerliliğinin Kalmadığını İleri Sürerek Tedbir Şerhinin Kaldırılması İstemi)
1086/m.13
ÖZET : Davacı, ihtiyati tedbir talepli açılan dava neticesi tapu kaydına tedbir konulduğunu, davanın sonuçlanması karşısında şerhin yasal geçerliliğinin kalmadığını ileri sürerek tedbir şerhinin kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, mülkiyetin sınırlandırılmasına ilişkin şerhe yöneliktir. Talebin taşınmaz aynından bağımsız düşünülmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, davada taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada;

Davacı Hazine, davaya konu 80 ve 82 nolu parsellerin 47/48'er hissesinin maliki olduğunu, taşınmazların eski tapu kaydına işlenmek üzere İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1957/751 esas sayılı davasında verilmiş bulunan 1957 tarihli ihtiyati tedbir kararına dair şerhlerin mevcut kayıtlarda da yer aldığını, ancak ilgili davanın sonuçlanıp kesinleşmesi karşısında şerhlerin yasal geçerliliğini yitirdiğini ileri sürmüş, kaldırılmasını istemiştir.

Dava kendisine ihbar olunan Vakıflar İdaresi, taviz bedeli ödenmeden tapuda herhangi bir işlem yapılamıyacağını bildirmiştir.

Mahkemece, kaldırılması istenen ihtiyati tedbir şerhinin ancak bu karan veren İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesince kaldırılabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, Hazine tarafından süresinde temyiz edilmekle, tetkik hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, tapu kaydındaki ihtiyati tedbir şerhinin kaldırılması isteğine ilişkindir. Mahkemece, tedbir şerhinin hangi mahkemece konulduysa ancak o mahkemece kaldırılabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davada istek sicile ve sicilde beliren taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılmasına dair şerhe yöneliktir. Bu bakımdan talebin taşınmaz aynından bağımsız düşünülmesi mümkün değildir. HUMK.'nun 13. maddesi de göz önünde bulundurularak davada Şişli Mahkemelerinin yetkili bulunduğu sonucuna varılmaktadır.

SONUÇ : Hal böyle olunca, işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Hazinenin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.1.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.