Mesajı Okuyun
Old 15-02-2007, 22:20   #25
Hekimbaşı

 
Varsayılan Ah, başlarında erkekler ve çocuklar olmasa ... neler olur neler

Sn.Katılımcılar,

Aslında kadın hakları forumuna yazmak istemiyorum, çünkü insan hakkından öte bir hak, hele de cinsiyete dayalı farklılaştırılmış bir hak benim görüşlerime aykırı; ama buradaki hareketlilik beni cezbediyor. Forum yöneticisinin maharetinden midir, katılımcıların canlı ve hararetli kişiliklerinden midir, bilemiyorum. Biraz da arada bizim foruma (Fikri haklar ve bilişim) uğrasanız diyorum.

Meslekdaşım Sn.Bektaş ile aynı düşünceleri paylaşmıyoruz muhtemelen, ama aynı sonuca yol açan şeyler söyleyeceğim. Yani şu 'erkek geni' meselesine değineceğim; daha doğrusu o terimin aslında neyi ifade ettiğine.

Kadınlarla erkeklerin soyut / somut şeyleri algılama yeteneklerinde bir fark olmadığı kanıtlanmıştır. En basitinden, çocuklarına cinsiyetlerine göre farklı muamele etmekten kaçınan entellektüel ailelerin kız ve erkek çocuklarının sınav sonuçları bunu göstermektedir. Üstelik, kız çocukları daha erken konuşur, daha erken yürür, konuşmaları daha önce düzelir, erkeklerden çok daha önce gelişirler.

Fakat, kadınlarla erkeklerin arasında ortaya çıkan o garip farkların; yani daha az şair, roman yazarı, matematikçi, filozof vs çıkması da bir gerçektir. Bilim bu konuyu araştırmış ve şu sonuca varmış:

Kadınlar eş zamanlı olarak birden fazla işle uğraşmakta, en azından ilgilenmektedir; bunun yanında birbirinden de çok farklı nitelikte, ufak tefek fakat çok fazla sayıda işin sorumluluğunu almaktadırlar. Erkekler ise genellikle bir işe gitmek ve oradaki sınırlı sayıda, birbirine çok yakın niteliklerde görevi yerine getirmektedirler.

Bu yaşam biçimi, kadınların bir konu üzerinde kesintisiz olarak uzun süre odaklanmasına olanak tanımamaktadır. Bu nedenle, kadınların böylesi odaklanma gerektiren konularda kendilerini geliştirme fırsatları olamamaktadır. Örneğin, bilgisayar programcısı kadın sayısı erkeklerin yarısından da azdır; ama o kadınlar her zaman en az diğer kadınlar kadar temiz, düzenli ve güzel olmaya zaman ayırmaktadırlar. Evleri de daima temiz, düzenli ve iç açıcı görünümdedir.

Öte yandan, erkekler herşeyi boşverecek kadar bir konu üzerinde odaklanabilmekte, traş olmadan, saçını taramadan, pantolonunu ütülemeden, hatta dişini bile fırçalamadan ortalarda gezmekte sakınca görmemektedirler. Evlerinin neye benzeyebileceğini de siz hayal edin artık.

Kısacası, toplumun kadına verdiği rol, özellikle de çocuk doğurma ve hem çocuğa, hem erkeğe, hem de eve sahiplenme duygusu, onları odaklanma isteyen birçok işte geri bırakmaktadır. Aslında ileri filan gitmek yerine başka işler yapmayı istedikleri içindir bu sonuç. İstedikleri taktirde, ileri gidebilmelerinin önünde hiçbir engel yoktur.

Çocuklar ve erkeklerden başka ... (desek mi acaba?)

Saygılarımla,

Not: bu arada, 'kadından şair olmaz' lafını kim söylemiş bilmiyorum, ama sözün mutlaka önü ve ardı vardır, yalnız o parçadan ibaret olamaz; hele de söyleyen kendini şair olarak nitelendiriyorsa, asla!