Mesajı Okuyun
Old 02-08-2013, 13:47   #17
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan İlkay ERDOĞAN DAŞDEMİR
üstadım çok teşekkür ederim, yalnız bir sorum daha olacak naçizane, benim anladığım kadarıyla siz kıdem, ihbar tazminatı da dahil ücreti ödemeyiniz diyorsunuz sanırım. değil mi? Bu duruma ilişkin emsal olabilecek karar da var mıdır acaba? tekrar teşekkür eder, saygılarımı sunarım...

Olaya uyan birebir karar var mı bilmiyorum ancak aşağıdaki karardan bu sonuç çıkarılabilir.

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/20109

K. 2006/29326

T. 6.11.2006

• İŞE İADE DAVASI ( Davacı İşçi Yargılama Sırasında Öldüğünden Ölen İşçinin Mirasçıları Yönünden Boşa Geçen En Çok Dört Aylık Ücret ve Diğer Hakların Hüküm Altına Alınması Hatalı Olduğu )

• YARGILAMA SIRASINDA DAVACININ ÖLÜMÜ ( İşe İade Talebi - Ölen İşçinin Mirasçıları Yönünden Boşa Geçen En Çok Dört Aylık Ücret ve Diğer Hakların Hüküm Altına Alınması Hatalı Olduğu )

• TESPİT NİTELİĞİNDEKİ İŞE İADE DAVASI ( Yargılama Sırasında İşçinin Ölmesi - Mirasçılar Yönünden Feshin Geçersizliğine Karar Verilmesinde Hukuki Yarar Bulunması Nedeni İle Feshin Geçersizliğine İlişkin Talebin Konusuz Kaldığı Kabul Edilemeyeceği )

• VEKALET ÜCRETİ VE YARGILAMA GİDERİ ( Asıl Talep Feshin Geçersizliği Olduğuna Göre Feshin Geçersizliğine Karar Verildiğinde Dava Kabul Edilmiş Gibi Hüküm Kurulacağı )

4857/m.21

ÖZET : Davacı işçi, yargılama sırasında ölmüş olduğuna göre işe başlamak için işverene başvurması imkansız hale gelmiştir. Bu nedenle, ölen işçinin mirasçıları yönünden boşa geçen en çok dört aylık ücret ve diğer hakların hüküm altına alınması hatalıdır.

Öte yandan işe iade davaları niteliği itibariyle tespit davası olduğundan ve mirasçılar yönünden feshin geçersizliğine karar verilmesinde hukuki yarar bulunması nedeni ile feshin geçersizliğine ilişkin talebin konusuz kaldığı kabul edilemez. Ayrıca, asıl talep feshin geçersizliği olduğuna göre yargılama gider ve vekalet ücreti yönünden feshin geçersizliğine karar verildiğinde, dava kabul edilmiş gibi hüküm kurulmalıdır.

DAVA : Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan davalı işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliği ile işe iadesine ve buna bağlı tazminat ile boşta geçen süre ücretinin hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur.

Davalı işveren, iş sözleşmesinin işin ve işyerinin gereklerinden dolayı feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, feshin son çare olarak uygulandığı davalı tarafça açık ve yeterli delillerle kanıtlanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine karar verilmiş, ancak davacının yargılama sırasında ölmesi nedeniyle işe iade ve buna bağlı tazminatın belirlenmesine yönelik taleplerin konusuz kaldığından söz edilerek bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, mirasçıların davaya devam etmesi nedeni ile 4 aylık ücret ve diğer haklarının ödenmesi gerektiğine karar verilmiştir.

Dosya içeriğine göre feshin geçerli nedene dayanmadığı anlaşıldığından mahkemece feshin geçersizliğine ilişkin verilen karar isabetlidir.

4857 sayılı İş Kanunun 21. maddesine göre mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçi kesinleşen kararın tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvurmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçlan ile sorumlu olur. Buna göre işçinin işe başlatmama tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık ücret ve diğer haklara hak kazanması için kesinleşen işe iade kararının tebliğinden itibaren on iş gün içinde işe başlamak için işverene başvurmak zorundadır. Aksi halde, işverence yapılmış olan fesih geçerli hale gelir. Somut olayda davacı işçi yargılama sırasında ölmüş olduğuna göre işe başlamak için işverene başvurması imkansız hale gelmiştir. Bu nedenle, ölen işçinin mirasçıları yönünden boşta geçen en çok dört aylık ücret ve diğer hakların hüküm altına alınması hatalıdır.

Öte yandan, işe iade davaları niteliği itibariyle tespit davası olduğundan ve mirasçılar yönünden feshin geçersizliğine karar verilmesinde hukuki yarar bulunması nedeni ile feshin geçersizliğine ilişkin talebin konusuz kaldığı kabul edilemez. Ayrıca, asıl talep feshin geçersizliği olduğuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden feshin geçersizliğine karar verildiğinde, dava kabul edilmiş gibi hüküm kurulmalıdır.

Belirtilen nedenlerle. 4857 sayılı İş Kanunun 20, maddesinin 3, fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle;

1- ) İstanbul 6. İş Mahkemesinin 5.6.2006 gün ve 802-271 sayılı kararının BOZULARAK ortadan kaldırılmasına,

2- ) İşverence yapılan feshin geçersizliğine,

3- ) Davacının yargılama sırasında ölmesi nedeni ile konusuz kalan işe iade ve, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen en çok dört aylık ücret ve diğer haklar hakkında karar verilmesine yer olmadığına,

4- ) Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

5- ) Asıl talep olan feshin geçersizliğine karar verildiğinden, kendisini vekille temsil ettiren davacılar vekili yararına karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 400 YTL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline,

7- ) Davacılar tarafından yapılan ( 29 ) YTL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

8- ) Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak, oyçokluğuyla 6.11.2006 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY :

Uyuşmazlık işe iade davası sırasında ölen işçinin feshe bağlı sonuçları noktasında toplanmaktadır.

Yüksek Daire bozma kararında yargılama sırasında davacının ölmesi nedeniyle konusuz kalan işe iade ve işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen en çok dört aylık ücret ve diğer haklar hakkında karar verilmesine yer olmadığı ifadelerine yer verilmiştir.

İş sözleşmesinin işçinin ölümü ile sona ( BK, m.347/I ) erdiği konusunda bir kuşku bulanmamaktadır.

İşçinin ölümü halinde kıdem tazminatının mirasçılara geçtiği ( iş Kan. 14 )de bir gerçektir. O halde dava konusu haklar irdelenmelidir.

Türk Medeni Kanunun 599, maddesine göre Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar miras bırakanın alacaklarını doğrudan doğruya kazanırlar. Davacı işçinin iş sözleşmesi 9.9.2005 tarihinde iş yerinde daralmaya gidilmesi nedeniyle fesh edilmiştir. Dava 21.9.2005 tarihinde açılmıştır. Ölüm 9.2.2006 da gerçekleşmiştir.

Davacı davayı açmayla işe iade iradesini belirtmiştir. Amaç işe iade edilmek ve edilmemesi halinde akçalı haklardan yararlanmaktır.

4857 sayılı iş Kanunun 21, maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen dört aya kadarki boşta geçen süreye ilişkin ücret ve diğer haklar işverenin işe başlatma veya başlatmamaya bağlı bir sonuç değildir.

Ölüm olgusuna bir hukuki ilişkiye aleyhe olarak yorumlanmamalıdır. İşçi ölmeseydi ne tür davranışına üstünlük tanınacak idiyse öngörülen bu davranışa hukuki sonuç bağlanmalıdır. Öte yandan bir yasa yorumlanırken yasanın konuluş amacı dikkate alınmalıdır. Yasadaki işe iade hükümleri işçinin işe iadesini amaçlamıştır. Ölüm olaylarına nasıl bir sonuç bağlayacağı yasada belirtilmediğine göre bu boşluğu doldurmak yargıcın görevidir. ( TMK mJ/H )Yargıç burada Kanun koyucu olarak davranmalıdır.

Davacı işe iade davasını açarken feshin geçerli bir nedene dayanmadığını iddia etmiştir. O halde mahkemece deliller toplanmalı davacının iş sözleşmesinin feshinin geçerli bir nedene dayalı olup olmadığını tespit etmelidir. Eğer fesih geçerli ise Daire çoğunluğu gibi karar verilmelidir. Geçersiz fesih var ise ölüm tarihine kadarki boşta geçen süreye yasal sınırlama ( 4 aylık ) dikkate alınarak hükmetmelidir. Böyle bir sonuç genel olarak yasanın amacına uygundur. Aksi halde işverenin haksız davranışı işçinin ölümü nedeniyle karşılıksız kalmaktadır. Bu da adalet duygusunu incitir.

Yerel mahkeme kararırının onanması düşüncesi ile çoğunluk görüşüne katılamıyorum.

Üye M. Kılıçoğlu

-------------------

Ancak daha yeni tarihli bir karar Yargıtay'ın bu konuda görüş değiştirdiğini göstermektedir.


T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/21710

K. 2009/22886

T. 15.9.2009

• İŞE İADE DAVASI ( Açıldıktan ve Feshi İzleyen 4 Ay Geçtikten Sonra Vefat Eden İşçinin Boşta Geçen Süreye İlişkin Ücret ve Haklarının Mirasçılarına Ödenmesi Gerektiği )

• İŞÇİNİN ÖLÜMÜ ( Feshin Geçersizliği ve İşi İade - Dava Açıldıktan ve Feshi İzleyen 4 Ay Geçtikten Sonra Vefat Eden İşçinin Boşta Geçen Süreye İlişkin Ücret ve Haklarının Mirasçılarına Ödenmesi Gerektiği )

• BOŞTA GEÇEN SÜRE ÜCRETİ ( İşi İade Davası Açıldıktan ve Feshi İzleyen 4 Ay Geçtikten Sonra Vefat Eden İşçinin Boşta Geçen Süreye İlişkin Ücret ve Haklarının Mirasçılarına Ödenmesi Gerektiği )

• ÜCET VE HAKLARIN MİRASÇILARA ÖDENMESİ GEREĞİ ( Feshin Geçersizliği ve İşi İade - Dava Açıldıktan ve Feshi İzleyen 4 Ay Geçtikten Sonra Vefat Eden İşçinin Boşta Geçen Süreye İlişkin )

4857/m.21

4721/m.599

818/m.347

ÖZET : İşe iade davası açıldıktan ve feshi izleyen 4 ay geçtikten sonra vefat eden işçinin boşta geçen süreye ilişkin ücret ve haklarının mirasçılarına ödenmesi gerekir.

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işi iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel Mahkemece, davacının yargılama sırasında ölmesi sebebiyle konusuz kalan işe iade ve işe başlama tazminatı ve boşta geçen süre ücretleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı Elif, Figen ve davalı avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacının temyizine gelince;

Davacı işçi feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesi isteğinde bulunmuş, davalı işveren feshin geçerli nedene dayandığını savunmuştur.

Yargılama sırasında davacı işçi ölmüş, mirasçıları davaya devam etmişlerdir.

Mahkemece, yapılan yargılama sonunda feshin geçerli bir nedene dayanmadığı yönünde karar vermiş ancak, davacı işçi ölmüş olmakla işe iade ve işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süreye ait ücret istekleri yönünden davanın konusuz kaldığından söz edilerek karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmuştur.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, somut olay yönünde uyulan bozma ilamına uygun yapılan araştırmaya göre davacı işçi yönünden fesih için geçerli bir nedenin bulunmadığı belirlenmiş olup, somut olayın özelliği dikkate alındığında mahkemenin bu yöndeki kararı dosya içeriğine de uygundur.

Öte yandan, iş sözleşmesinin işçinin ölümü ile sona ( Bk. m.347/1 ) erdiği konusunda bir kuşku bulunmamaktadır.

İşçinin ölümü halinde kıdem tazminatının mirasçılara geçtiği ( İş. Kan. 14 ) de bir gerçektir. O halde dava konusu haklar irdelenmelidir.

Türk Medeni Kanunu’nun 599. maddesine göre Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar miras bırakanın alacaklarını doğrudan doğruya kazanırlar.

Davacı işçinin iş sözleşmesi 01.12.2006 tarihinde iş yerinde yeniden yapılanma ve alt işveren uygulamasına gidilmesi nedeniyle feshedilmiştir. Dava 13.12.2006 tarihinde açılmıştır. Davacı yargılama sırasında ölmüştür.

Davacı davayı açmayla işe iade iradesini belirtmiştir. Amaç işe iade edilmek ve edilmemesi halinde akçalı haklardan yararlanmaktır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen dört aya kadar ki boşta geçen süreye ilişkin ücret diğer haklar işverenin işe başlatma veya başlatmamaya bağlı bir sonuç değildir.

Ölüm olgusu bir hukuki ilişkide aleyhe olarak yorumlanmamalıdır. İşçi ölmeseydi ne tür davranışına üstünlük tanınacak idiyse, öngörülen bu davranışa hukuki sonuç bağlanmalıdır. Öte yandan bir Yasa yorumlanırken Yasanın konuluş amacı dikkate alınmalıdır. Yasadaki işe iade hükümleri işçinin işe iadesini amaçlamıştır. Ölüm olaylarına nasıl bir sonuç bağlayacağı yasada belirtmediğine göre bu boşluğu doldurmak yargıcın görevidir. ( TMK m.IĞII ) Yargıç burada Kanun Koyucu olarak davranmalıdır.

Davacı işe iade davasını açarken feshin geçerli bir nedene dayanmadığını iddia etmiştir. Geçersiz fesih var ise ölüm tarihine kadar ki boşta geçen süre ücretine yasal 4 aylık sınırlama dikkate alınarak hükmetmelidir. Böyle bir sonuç genel olarak Yasanın amacına da uygundur. Aksi halde işverenin haksız davranışı işçinin ölümü nedeniyle karşılıksız kalmaktadır. Bu durumda adalet duygusunu incitir.

Geçerli nedene dayanmayan feshin tespiti ile yetinilmesi, ölen işçinin mirasçıları yönünden hiçbir imkan sağlamayacaktır. Oysa konu, sosyal güvenlik haklarını da ilgilendirmektedir. 4 aya kadar ücret ve diğer haklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumuna prim yatırılması ve ölen işçinin mirasçılarının buna göre sosyal güvenlik haklarından yararlanması gerekir.

İşe iade yargılaması sırasında işçinin ölümü daha önce Dairemiz önüne uyuşmazlık olarak gelmiş ve işçinin ölümü sebebiyle işe başlama yönünde başvuruda bulunulmasının imkansız olduğu gerekçesiyle boşta geçen süreye ait ücret isteklerinin reddine karar veriliştir. ( Yargıtay 9.D. 06.11.2006 gün 2006/20109 E. 2006/29326 K. ) Konu, temyize konu olayda Dairemizce bir kez daha etraşıca değerlendirilmiş ve yukarıda belirtilen gerekçelerle işe iade yargılaması sırasında ölen işçi yönünden 4 aya kadar boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklara dair isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Böyle olunca işçinin ölümü feshi izleyen 4 ay geçtikten sonra gerçekleşmiş olmakla, ölen işçinin mirasçılarına 4 aylık süre için boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların ödenmesi gerekir. Mahkemece davanın kısmen kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olup, 4857 sayılı İş Yasası’nın 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçe ile;

1- Mahkemenin kararının bozularak ORTADAN KALDIRILMASINA,

2- Feshin geçerli neden dayandığının TESPİTİNE,

3- Davacı işçi yargılama sırasında ölmüş olmakla işe iade ve işe başlatmama tazminatı istekleri konusuz kalmakla bu yönlerden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

4- Boşta geçen süreye ait 4 aylık süre için ücret ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacı ölen işçinin MİRASÇILARINA VERİLMESİNE,

5- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

6- Davacının yapmış olduğu 60.-TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 575.-TL. ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine

8- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, kesin olarak, 15.09.2009 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

Davacı işçi, işten çıkarılma nedeninin geçerli olmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile ise iadesini talep etmiştir.

Yargılama sırasında davacı işçi ölmüş olduğundan mirasçıları davaya katılarak davayı sonuçlandırmışlar. Mahkemece, işçinin işten çıkarılma nedeninin geçerli bir nedene dayanmadığına ancak, davacının ölmesi nedeniyle işe iade ve işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süreye ait ücret talepleri yönünden bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İş Sözleşmesi, çalışma gücünü karşı tarafın emrine, o şahsa bağımlı şekilde ve bir bedel karşılığında vermeyi kabul eden bir sözleşmedir.

İş sözleşmeleri, işçinin kişiliği ve nitelikleri nazara alınarak işverenle yapılan sözleşmelerdir. Bu nedenle işçinin ölümü ile sözleşme sona erer. ( BK. 347/1 ) Bu durumda iş görme borcu mirasçılarına geçmediği gibi, görülmekte olan dava yönünden kesinleşmiş maddi bir alacak da oluşturmadığından mirasçıları herhangi bir hak talep edemezler.

Mirasçıları ilgilendiren davalar ölüm sonucunda mirasçılara geçen alacaklara ilişkin davalardır.

İşe başlamayı isteme hakkı ise kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Bu hak kişinin ölümü ile son bulur. Ölenin mirasçıları tarafından istenemez. Zira sağlığında kullanılmayan haklar mirasçıları tarafından kullanılamaz. Bu itibarla dava devam ederken işçinin ölümü halinde mirasçılar 4 aylık ücret talebinde bulunamazlar.

Zira İş Kanunu’nun 21. maddesinin 5. fıkrasının açık hükmü boşta geçen süreyle ilgili ücrete hak kazanabilmenin şartı, kesinleşen işe iade hükmünün tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işçinin işe başlamak için işverene başvurması gerekir. İşçinin ölümüyle anılan başvuru imkansız hale geldiğinden boşta geçen süreyle ilgili ücret hakkında karar verilemez.

Diğer bir deyişle mirasçılar işçinin yerine işe başlamak için başvuramazlar. Diğer taraftan işçi iş sözleşmesinin feshinden de sonra bir aylık dava açma süresinde ölmesi halinde de mirasçılar ölen işçi yerine işe iade davası açamazlar.

Dava konusu olayımızda da dava görülürken, davacı işçi ölmüş olması nedeniyle işverene başvurması imkansız hale geldiğinden, yukarıda açıklanan nedenler ve dairemizin şimdiye kadar ki uygulamaları da nazara alındığında alınan mahkeme kararının onanması görüşünde olduğundan, çoğunluğun kararın bozulması görüşüne katılmıyorum.

Üye Sami ÖZFIRAT

KARŞI OY :

Feshin geçersizliği davalarında üç aşama mevcuttur. Birincisi; mahkemenin feshin geçersizliğine karar vermesi, ikincisi; karar kesinleştikten sonra işçinin on işgünü içerisinde işe başlamak için işverene başvurması, üçüncüsü; işverenin işçiyi işe başlatma iradesini işçiye ulaştırmasıdır. ( B. Kar. İş güvencesi ve Uygulaması, s. 809 )

4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesine göre mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinden, işçi kesinleşen kararın tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvurmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverene yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur. Buna göre işçinin işe başlatmama tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık ücret ve diğer haklara hak kazanması için kesinleşen işe iade kararının tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvurmak zorundadır. Aksi halde, işverence yapılmış olan fesih geçerli hale gelir.

Yüksek Dairenin son yıllarda kararlılık kazanmış görüş ve uygulamalarına göre, işçinin kesinleşen mahkeme kararından sonra işverene işe başlamak için başvurması tek başına yeterli görülmemektedir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendi-rilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. ( Dairemizin 14.10.2008 gün ve 2007/29383-2008/27243 sayılı kararı )

Somut olayda davacı işçi yargılama sırasında ölmüş olduğuna göre işe başlamak için işverene başvurması imkansız hale gelmiştir. İşe başlatılma talebi insani bir hak olup mirasçılar tarafından kullanılması mümkün değildir. Yasal düzenleme ve Dairemizin yukarıda açıklanmaya çalışılan uygulamaları göz önüne alındığında yargılama sırasında vefat eden işçinin, dava açmakla işe iade iradesini belirttiği amacın işe iade edilmek ve edilmemesi halinde akçalı haklardan yararlanmak olduğu gerekçesiyle, davaya devam eden mirasçılar yararına 4 aya kadar boşta geçen süre ücretine hükmedilmesi yönünden Yerel Mahkeme kararın bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.

Üye Ömer H. TUNA

-------------

Öğretide de tartışmalı bu hususta benim görüşüm ilk mesajımdaki ve ilk karar yönündedir. Değerlendirme size aittir. Saygılar.