Mesajı Okuyun
Old 17-01-2012, 09:32   #6
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Tereddütsüz görüşünüzün aksine Kanun hükmü de tereddütsüzdür:

İş Kanunu
İşyerinin veya bir bölümünün devri
MADDE 6.- İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.

Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.
*****

Somut olayda, devreden eski işverenin kıdem tazminatı adı altında ödediği miktar mahkemece avans olarak adlandırılır. Devralan yeni işveren, işçinin kıdem tazminatını işçinin ilk işe başladığı tarihten itibaren hesaplayıp ödemekle sorumludur. Sorumlu olduğu miktardan eski işverenin ödediği avans düşülür.

Yargıtay işyeri devirlerinde işin sona ermediği ve kıdem tazminatına hak kazanılmadığı görüşündedir. Yargıtay kıdem tazminatının ancak hak edildiğinde ödenmesi gerektiği, ara ödemeler yapılmasının işçinin aleyhine olduğu görüşündedir. Hak kazanılmadığı halde ödenen kıdem tazminatının avans olarak nitelenmesi bu nedenledir.

Saygılarımla

Armağan Abi, ilkesel olarak yazdığınız şey tereddütsüz doğru. Ancak işyeri devirlerindeki kıdem tazminatının sıfırlanmasıyla ilgli Yargıtay'ın ayrık kararları da var.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/27464

K. 2008/24648

T. 24.9.2008



DAVA : Davacı, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi S.B. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1-Davacı işçi, davalı işverence 2006 yılında iş sözleşmesinin feshedildiğini ve kıdem tazminatı hesabında aynı işyerinde 1984-1990 yılları arasında geçen çalışmalarının dikkate alınmadığını ileri sürerek, fark kıdem tazminatı isteği ile bu davayı açmıştır.
Davalı işveren ise, davacının 1984-1990 yılları arasında dava dışı A. Akrilik Kimya AŞ işyerinde çalıştığını, işyerinin davalı şirkete devredildiği 30.9.1990 tarihinde devreden tarafından iş sözleşmesinin feshedilerek kıdem tazminatının ödendiğini ve davacının ibraname verdiğini,1.10.1990 tarihinden sonra davalı şirkete bağlı olarak çalışılan sürenin yeni bir iş ilişkisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve 2006 yılında gerçekleşen fesihte kıdem tazminatının tam olarak ödendiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece aynı nitelikteki bir davada, işçilerin önceki kıdemleri geçerli olmak üzere devralan işverene nakledildiklerinin belirlendiği gerekçesiyle,1990 yılında ödenen kıdem tazminatının avans niteliğinde olduğu kabul edilmiş ve yasal faizi ile birlikte mahsubu yapılarak fark kıdem tazminatı hüküm altına alınmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, temyize konu dosyada davacının 1984 yılından itibaren kıdem haklarıyla davalı şirkete devredildiğine dair protokol ve benzeri bir belge bulunmamaktadır. Mahkeme kararında sözü edilen emsal dosyadaki işlem ise, sadece anılan dosyanın davacısıyla ilgili olup, temyize konu dosyanın davacısı ya da diğer işçiler yönünden tüm haklarıyla birlikte nakil yönünde bir değer taşımamaktadır.
Davacı işçi 1984 yılında işe girmiş ve 30.9.1990 tarihine kadar dava dışı A. Akrilik Kimya AŞ işçisi olarak çalışmıştır. Bu tarihte davacının çalıştığı bölümün davalı şirkete devri ile iş sözleşmesini feshedildiği bildirilmiş ve devreden işveren tarafından fesih tarihindeki kıdem tazminatı tavanı üzerinden hesaplanan kıdem tazminatı tutan tam olarak ödenmiştir. Davacı işçi ibranamede bu hususu açıkça ifade etmiş ve devreden işvereni ibra etmiştir.
Davacı 1.10.1990 tarihinde bu defa devralan işveren işçisi olarak çalışmaya başlamış ve 31.8.2006 tarihinde işverence iş sözleşmesinin feshi üzerine 1990 yılından sonraki çalışmaları için kıdem tazminatı da eksiksiz olarak ödenmiş, bu tarihte düzenlenen ibraname de imzalanmıştır.
İşçinin çalışmasının devam ettiği sırada kıdem tazminatı adı altında ödenen miktarın kural olarak avans niteliğinde olduğu Dairemizce kabul edilmektedir. Gerçekten, iş sözleşmesinin feshedilmediği bir anda kıdem tazminatı talep hakkı doğmayacağından, ödemenin ilerde hak kazanılabilecek olan kıdem tazminatına mahsuben yapıldığı düşünülmelidir. Bununla birlikte işçinin iş sözleşmesinin feshi üzerine ödenen kıdem tazminatının avans niteliğinde sayılması mümkün olmaz. Somut olayda işyeri devrinin gerçekleştiği bir dönemde devreden işveren dönemini tasfiye etmek için bu yola gitmiş ve fesih sonrasında kıdem tazminatını ödemiştir. Böyle olunca ilerde işçiye daha az kıdem tazminatı ödemek amacıyla bu uygulamanın yapıldığı sonucuna varılması doğru değildir. Davacı işçi önceki süre için tavan esasına göre hesaplarınmış olan kıdem tazminatını almış ve günün koşullarında değerlendirmiştir.
Davacıya 1990 yılında ihbar tazminatı ödenmemiş olması, fesih işlemini ve 1990 yılına kadar olan dönemin ayrı bir iş sözleşmesi olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Davacı işçinin 30.9.1990 tarihinde sona eren sözleşmeden dolayı ihbar tazminatını talep edebileceği de kabul edilmelidir.
Davacının 30.9.1990 tarihinde iş sözleşmesinin feshinden bir gün sonra davalı işveren nezdindeki çalışmaları yeni bir iş sözleşmesi niteliğinde olup anılan dönem için hakları tam olarak ödenmiştir. Böyle olunca davacının 1990 yılından önceki hizmetlerinin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması doğru olmaz. Mahkemece davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde isteğin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.