Merhaba,

Büromuzda kambiyo takibini hazırlıyoruz, ödeme emrini, takip talebini, aslı gibidir onaylı senedin bir suretini ve senet aslını stajyer arkadaşımıza vererek adliyeye gönderiyoruz.

Arkadaşımız, icra müdür yardımcısından görüldü aldıktan sonra, gerekli harcı yatırmak ve belgeler üzerine kaşeleri bastırmak için dosyayı icra memuruna veriyor. İcra memuru, belgeler üzerine icra müdürlüğünün kaşelerini basıyor ve " senedi kasaya alacağını" söylemiş stj. arkadaşımıza.

Şimdi borçlu senet aslının kendisinde olduğunu, takipten önce borcu ödediğini belirterek itiraz ediyor. İcra Mahkemesi takibi tedbiren durduruyor.

Bu kararı görür görmez icra müdürlüğünde yaptığımız araştırmada şunu farkediyoruz. Stj. arkadaşımız aynı gün iki tane kambiyo takibi açıyor. Diğer kambiyo takibi dosyasına baktığımızda da senet aslının icra dosyasının içinde olduğu ve hiç bir şekilde kaşe basılmadığını farkediyoruz. Kuvvetle ihtimal, durdurulan takipte de senet aslı kaşe basılmadan icra dosyasının içinde unutuldu, borçlu da kaşe basılmayan senedi içinden aldı ve söz konusu itirazı yaptı.

Vekil olarak hukuki ve cezai sorumluluğumuz doğmuş bulunmakta. Borçlu takipten önce senet aslını aldım ben diyor ancak bilindiği üzere icra müdürlüğü senet aslının görmeden takip başlatmazdı, senet aslını gördü ki takibi başlattı. Aslında diğer bir husus ise, icra müdürlüğünün alacaklının talebi üzerine ödeme emrini kendisi hazırlaması meselesidir. Dolayısıyla senet aslını görmeyen bir icra müdürlüğünün ödeme emri de hazırlaması mümkün değildir.

Takipteki dosyanın içinde bulunan bononun suretinde de vekil olarak aslı gibidir yazımız ve imzamız bulunmaktadır. Şimdi karşı taraf, avukatın elinde senet aslı olmamasına rağmen aslı gibidir yapmıştır diye bizi suçluyor. İşin içinden çıkamadık.