Mesajı Okuyun
Old 27-06-2006, 23:09   #8
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Özet bilgi

ÖZET BİLGİ :

İstanbul Barosuna kayıtlı Avukat Ömer KAVİLİ, 1982 yılından bu yana devam eden ve çeşitli aşamalardan sonra 23 sanık hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istenen siyasal içerikli bir davada 1 sanık avukatı olarak göreve 2002 yılında savunmanlık görevine başladı.

740 klasör olduğu sanılan dava dosyalarının tamamını görmek ve savunma hazırlamak isteyen avukata, mahkemece dosyalar incelettirilmedi; dilekçesine cevap bile verilmedi. Bu aşamada ikinci dilekçeye bile cevap verilmeyerek ve avukatın savunma hazırlaması olanağı engellenerek dosya hızla Yargıtay 11 Ceza D. yollandı. (2003 Kasım)

Yargıtay 11 C.D. 2004/11324 sayı ile işlem başlatmış iken sanık avukatı dosyaları görmek istediyse de dosyalar incelettirilmedi. Avukat, üyesi olduğu İstanbul Barosu Yönetim Kurulu aracılığıyla Ankara Barosu Yönetim Kurulu kararı ile Ankara Barosu Avukat Hakları Merkezi üyesi iki avukatla birlikte dosya incelemeye gitti; dosyalar yine de incelettirilmedi. Bu durum baro görevlileriyle birlikte tutanak tutularak belgelendi.

Yargıtay yaptığı ilk duruşmaya sanık avukatı dosyaları görmeden ve inceleyemeden ilk murafaaya (Yargıtay duruşması) çıktı, savunma yapacak durumda olmadığını söyledi. Yargıtay dosya inceleme ve fotokopi alabilmek amacıyla bu duruşmayı erteledi.

Dosyalar Yargıtay depo bölümünde incelenirken; mahkemenin yolladığı klasör sayılarının yazıldığı sayfada daha önceki rakamların üzerine daktilo ile 465 klasör yazılarak değiştirilen ve bu değişiklikle ilgili hiç bir paraf veya imza bulunmayan "Dizi Pusulası" başlıklı belgenin örneğine rastlandı ama bu belgenin aslı bulunamadı. Mevcut klasörler avukatlar tarafından sayıldı ve değiştirilerek yazılan rakam olan 465 rakamının bile eksik olduğu, gerçekte 460 klasörün var olduğu ve bu klasörlerden 5 klasör dolusu belgenin olmadığı anlaşıldı.

Bu inceleme sırasında mahkemenin 1997 yılındaki bir yazışmasında "740 klasör" olduğu görüldü. Mahkemenin başkaca yazışmalarında ise "740 klasör, 600 klasör civarı, 475 klasör, 470 klasör, 488 klasör" ve başkaca değişik klasör sayılarının 1995, 1996 yıllarında olduğu anlaşıldı.

Bu aşamada Ankara C. Başsavcılığına başvurularak "sahtecilik, belge yok etmek, görevi kötüye kullanmak gibi" suçların soruşturulması istendi. Soruşturmacı savcılık hiçbir araştırma yapmadı ve hiçbir araştırma yapmaksızın yapılanların suç olmadığı kararı verdi ve dava açmadı. Bu karara itiraz edildi ise de, itirazı incelemeye yetkili Sincan Ağır Ceza Mahkemesi "yapılanlar suç olmadığı" yönündeki savcılık kararını onayladı.

Yargıtay ikinci duruşmasına dosyaları inceleyemeden, sanığın aleyhindeki suçlama kanıtları ortaya konulmadan çıkmak durumunda kalan sanık avukatı, savunma yapma olanağı sağlanmadığından kararın bozulmasını istedi.

Yargıtay yeni TCK’daki değişikler nedeniyle kararı bozduktan sonra Ankara 6. Ağır Ceza M.’ne gönderdi ve yargılama başladı.