Mesajı Okuyun
Old 22-05-2013, 14:41   #7
yavuzselimaydın

 
Varsayılan

Konu üzerinden zaman geçmiş olmasına karşın, konuyu araştıracak olan diğer meslektaşlara faydalı olması amacıyla cevap verme ihtiyacı duydum. Geçtiğimiz aylarda İstanbul Barosunun Cumartesi Forumları çerçevesinde düzenlemiş olduğu ve Yargıtay 8. Hukuk Dairesi başkanının da katıldığı Aile Mahkemelerinde 6100 sayılı Yasa Uygulamaları konulu konferansta da bu konu uzunca tartışıldı. Orada, gerek daire başkanının gerekse de konferansa dinleyici olarak katılan hakim-avukat hukukçu meslektaşlarımızın da ifade ettiği şekilde; dava dilekçesinde m.119/1'in (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.
Ancak (a), (d), (e), (f) ve (g) bentlerinde yer alan hususlar dava dilekçesinde olması gerektiği şekilde yer almıyorsa, bu durumda davanın doğrudan açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği görüşü ağır basmıştı. Benim şahsi kanaatimde bu yönde. Keza madde metninde 1 hafta kesin süre verilecek haller açıkça belirtilmiş. Diğer bentlerde eksiklik olması halinde de, bu kez kesin süreye uymayan davacıya hangi yaptırım uygulanıyorsa, burada da o yaptırımın uygulanarak davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekir.
Pratikte aslında bizleri daha dikkatli ve özenli olmaya iten bir düzenleme. Ancak davasını vekil vasıtası ile değil de, bizzat kendisi açan davacılar bakımından zaman kaybına neden olması muhtemel. Fakat burada en önemli nokta hakimin bu tarz eksikliklerde ret kararı değil, davanın açılmamış sayılmasına karar vermesi gerektiği. Davası açılmamış sayılan davacı da, eksiklikleri telafi ettikten sonra, davasını usulüne uygun olarak yeniden ikame edebilir.